24 Haziran 2011

Stil ikonum! İlham Perim! Dudaklarındaki rujun tonu ne öyle?

Mushaboom'u takip edenlerin elbette dikkatini çekmiştir; yıllardır değişmeyen blog tasarımımla biraz oynadım. "Daha az daha çoktur" anlayışı ile daha sade, ama daha kullanışlı bir hale getirmeye çalışıyorum. Şimdiye kadar yazdığım 700 küsür yazının taglerini düzenlemek, konularına göre gruplamak için çok fazla fırsat bulamadığımdan kaplumbağa hızıyla ilerliyor, yukarıdaki butonlar tam anlamıyla işlevsellik kazanmış değil. 'Aşk'ın bana güzel bir web sitesi tasarlamak gibi düşünceli ve cömert tekliflerini de blogun amatör ve doğal halini bozmamak için kabul etmiyorum. Herkesin bloggerlığı bir türlü ticari yatırım gördüğü bu alanda bunu hobim olarak tutmak konusunda çok ısrarcıyım.

Durup durduk yerde, ki düzenleme bile tam bitmemişken bunlardan neden bahsediyorum? En çok tıklanan butonun "moda&bakım" olduğunu keşfettim! Dürüst olmak gerekirse moda benim hiç umrumda değil. Evet haftada en az bir-iki parça kıyafet alıyorum kendime, taptığım ve ev elbisesi olarak bile giyilemeyecek hale gelene kadar tepe tepe kullandığım nadide parçalarım haricindeki kıyafetlerimi maksimum iki kere giyiyorum, bu yüzden kar elde etme amacı asla gütmeyen sadece kıyafet odama sığabilmemi sağlayan chucha boutique'im var; ama liseden beri moda olan bir şeyi almaya hiç niyetlenmedim. Bu sezon ne moda diye sorsanız mesela, aklıma sadece 'tulum' geliyor ve tulumlardan nefret ediyorum.


Benim için bir kıyafette üç şey önemli: 1)Yakışmalı. Vücudumu tanıyorum, neyin bana gitmediğini biliyorum, olmayacak şeylere saldırmıyorum. 2) İşlevsel olmalı. Sabah Maslak'ta bir plazada güne başlıyorum, öğleden sonra adliyelerde ve emniyetlerde geziyorum, akşam partilerde konserlerde oluyorum. İstisna durumlar haricinde gün içinde üstümü değiştirmeye fırsat bulamıyorum. 3) Fiyatı makul olmalı. Sıkıldığım zaman sırf dünya para verdim diye dolabımda tutmak veya giymek zorunda hissetmemeliyim. Dolabımda Versace de var, Cavalli de, ama klasik parçalar bunlar. Renkli elbiseler, t-shirtlar için pasajlardan pazarlardan, Mango'dan Bershka'dan H&M'den şaşmam. Takas yaparak edindiğim bir sürü parçayı da severek giyiyorum.

Türkiye Vogue'unun sadece iki sayısını okudum şimdiye kadar, kadın dergileri benim için havalanı bekleme ritüelinden ibaret. TimeOut İstanbul'un tek sayısını kaçırmam mesela, ama seyahat etmiyorsam moda dergisi okumadan yıl deviririm. Ki bence iyi moda blogları dergilerden kat be kat güzel.

Özetle bu sezon modaları, bilmemkimin tasarımları gibi yazılar için tıklıyorsanız o butona, üzgünüm ki (aslında değilim de lafın gelişi) yanlış yerdesiniz :)) Ve anladım ki benim de o buton için daha iyi bir isim bulmam lazım.

Ama alışverişi severim. Çok... İlla kıyafet alışverişi de değil bahsettiğim. Yurtdışında da bir yere gittiğimde, otelde bile kalıyor olsam mutlaka markete giderim mesela. "Algida" ve "Orkid"in değişik ülkelerdeki isimlerine bakmaya, abur cuburlarını, içkilerini, sigaralarını keşfetmeye bayılırım. İstanbul'da da 'Aşk' ile Migros'a gitmek bizim için çok keyifli bir ritüel. Kahvaltılık alışverişi diye evden bir çıkıyoruz, saatler sonra açlıktan ve torba taşımaktan ölerek dönüyoruz eve :)



Kıyafetlere gelince bu aralar iki elbiseye aşık oldum! Biri çok dişiyken, diğeri çok hanımhanımcık, ama ikisi de muhteşem detaylara sahipler. 

Ayrıca Melissa plastik flip-flopları, İpekyol uçuş uçuş pudra rengi gömleği, Diesel kırmızı bikiniyi, D&G ekoseli espadrilleri ve Pieces diye mağazanın (hiç girmediğim bir mağaza bu mesela, Cevahir'de var sanırım) yeşil tuniğini çok beğendim.

Bu aralar kaçırdığıma çok üzüldüğüm tasarım alaturka sergisinin ürünlerinin satışa çıkmasını dört gözle bekliyorum. Acıların Stencil'ine talibim! Vee kırmızı üzüme doyamıyorummmm!

Yine de siz siz olun bu aralar çok fazla alışveriş yapmayın, bu sene bayram tatilleri uzun ve güzel döneme denk geliyor, dolabınızda nasıl olsa ihtiyacınız olandan daha fazla kıyafet var, ama hiç görmediğiniz bir sürü şehir ve ülke de var! Öperim. 

1 yorum:

Aylak Kadın dedi ki...

senin blogun beni garip bi şekilde acıktırıyor sürekli :D :D
o ramenler... ah şimdi yanımda olsalardı :(
acılısı değil ama. mantarlı ve tavukluyu seviyorum ben. of!

Pinterest'im

Instagram'ım