02 Temmuz 2011

İstanbul'da Temmuz Ayında Neler Yapalım Listesi :))

Hepimiz bu aralar yorgunluktan dertliyiz, havanın bir güneşli bir rüzgarlı, bir yağmurlu oluşuna alışamayan vücudumuz sürekli yorgun, sürekli yorgun bir vücutla oradan oraya giden biz de hafiften keyifsiziz. Zaten ne giyeceğimizi hepten şaşırmış haldeyiz. Dün ben bir elbise ve hırka ile evden çıktım, gündüz hırka fazla geldi, akşam da sağnak yağışa yakalandım ayakkabım çok yazlık kaçtı. Düğünler, partiler, açık hava organizasyonları, tatil planları da daimi sallantıda. Mesela ben bugün akşam düğüne gidiyorum. Temmuzda olduğu için açıkhavada havuz başında organize edilmiş bir düğün, meteroloji yağmurlu diyor, biz "eyvah!"

Bu hava koşullarından etkilenmeyen tek şey İstanbul'un canlılığı. İnanılmaz güzel şeyler oluyor şehirde, her zamankinden çok belki. Konserlerin hepsi birbirinden güzel, yeni mekanlar açılmaya devam ediyor, sergiler, festivaller.... Temmuz ayında olmazsa olmazlarımın listesini yaptım ben, belki size de ilham verir. :)

Yeni açılan mekanlardan Akaretler'deki Kaff ilgimi çekti. der die das'ın yerine açılan Kaff'ta Türkçe müzik çalınıyormuş. Yemek yerken türkçe müzik hiç dinlememiştim, bütün eski anlara ışınlanmak eğlenceli olabilir. Yemek yerken dans etmeye başlayan insanları izlemek de... Osmanlı İmparatorları'nın adını taşıyan kokteyller de Hürrem dizisi ile başlayan Osmanlı aşkının son esintisi sanıyorum, yine de çok eğlenceli.

Giritli İdilka ne zamadır gitmek istediğim restoranlardan biriydi. Gidenlerin bir kısmı mezeleri yerden yere vururken, diğer bir kısmı da yemekleri öve öve bitiremiyordu, gidip bir de ben deneyeyim diyordum ki bu arada SuAda'ya taşınmış. Havanın güzel olduğu bir gün havuz üstüne güzel bir yemek ile güzel bir haftasonu kapanışı yapılabilir.



Ghetto Teras, Baileys Puding yapıyormuş, kulağa leziz geliyor, bir de gerçekten tadına bakayım istiyorum. Ayrıca 'tapasatapan' bir insan olarak (Torro da beni hayal kırıklığına uğrattıktan) sonra
Park Hyatt Maçka Teras'ta çarşambaları tapas geceleri olduğunu öğrenmek çok hoşuma gitti. Dada Bahçe'de yeni menüdeki spesyalleri deneyerek, İstanbul dergileri okuyup bu listeyi genişletmeyi de planlıyorum ayrıca.

Tabii temmuz boyunca yapılacaklar sadece yiyip içmekten ibaret değil, SALT Cafe'ye daha önce gitmiştim malum, ama iş çıkışında gittiğim için sergileri gezememiştim. SALT'ın sergilerini gezmek binanın içini keşfetmek ve İstanbul Modern'deki "Masum Suretler" sergisini gezmek de var aklımda.

Koserlere gelirsek; yarın Cake dinlemek için One Love'da olmayı planlıyorum. Üniversite yıllarımız boyunca Taksim'deki leş barlarda bağıra bağıra az eşlik etmedik Cake coverlarına. :) 8 Temmuz'da Bon Jovi, Caz Festivali kapsamında 12 Temmuz'da  Sing the Truth, 16 Temmuz'da Sezen Aksu, 17 Temmuz'da Rock'n Coke (Hangi gün gidelim diye çok kafa patlattık, Kooks ile 2manydjs'i kaçırmaya biraz içim yandıysa da Travis ile Moby ağır bastı.) ve 28 Temmuz'da Joss Stone'a gitmeye niyetliyim.

Tabii ki "ben  ben" diye anlattım da, sevgili arkadaşlarım, aramıza yeni katılan kardeşim ve tabii ki "aşk"sız olmaz bu işler :) Siz de ay başından etkinliklere bir göz atmayı ihmal etmeyin, sonra ben nasıl kaçırdım bunu, diye üzülmeyin. İyi haftasonları :)

3 yorum:

Leah dedi ki...

Sezen seni 2 hafta önce falan sabah 9a doğru Hacıosman yönüne doğru gitmekte olan metroda dergi okurken görmüş olabilir miyim acaba ya? :)

16 Temmuz Sezen Aksu'ya ben de gitmeyi planlıyorum kısmetse. :)

zillosh dedi ki...

Aaaa! =) evet muhtemelen benimdir o her gün sabah akşam osmanbey-itü ayazağa durağı arasında gidip geliyorum =))büyük ihtimalle de yarı uyur haldeyimdir; Sezen Aksu'da karşılaşalım yeniden öyleyse! Daha keyifli anlar...

gRanGe dedi ki...

sezen merhaba seni gecenlerde taksimde su satarken gormus olabilirmiyimmm :)))
he bide sezene bende gidicemm ne dersin karsilasalimmii..?

Pinterest'im

Instagram'ım