25 Ağustos 2011

Bir erkek bir kadınla ancak onu sevmediği sürece mutlu olabilir. (Oscar Wilde)


Muzicons.com
 
İlişki yaşamak ne kadar zor, ne kadar komplike bir şey!

İki insan yıllarca birbirini tanımadan kendi hayatlarını yaşıyorlar. Farklı ailelerden geliyorlar, farklı ortamlarda, hatta farklı şehirlerde büyüyorlar, farklı arkadaşlıklar kuruyorlar, farklı deneyimler yaşıyorlar ve bu yaşadıkları ile "kendileri" oluyorlar. Sonra tanışıyorlar... Kalpleri birbirleri için atmaya başlıyor, birlikte harika vakit geçiriyorlar, birbirleriyle hem zor günlerini hem keyifli anlarını paylaşıyorlar, birbirlerini her geçen gün daha çok seviyorlar. Birlikte sadece hayaller kurmuyorlar, birlikte bir hayat kurmaya çalışıyorlar. Bütün farklılıklarına rağmen...

Biri hayatı boyunca hep doğru davranmış. Hep bundan gurur duymuş. Hiç sinirini dışa vurmamış, hiç kimseye saygısızlık yapmamış, en fırtınalı anlarda bile sakin ve mantıklı kalmış, kimsenin kalbini kırmamış. Herkese hep doğru yapmış da, bir kendisine hep yanlış yapmış. Hep doğru davranabilmiş, ama bunu yapabilmek için kendi kendini yemiş, üzmüş, hırpalamış.

Diğeri hep uçlarda gezmiş. Toplumun "doğru" diye direttiği her kavramı sorgulamış, inadına inadına yanlışları yapmış, "Bırakın ben karar vereyim kendi doğruma" demiş. Bu yüzden çok kişiyi kırmış, kızdırmış. "Ben böyleyim, işinize gelirse" tavrında olmuş, ailesine karşı bile... Toplumun doğru kalıplarından çıkmanın bazen çok eğlenceli olduğunu keşfetmiş. Kendini hiç bir şeyin üzmesine izin vermemiş, ama bu sırada üzdüğü kişiler olmuş. Kasırgalar çıkarmış, burnu bile kanamadan çıkmış yürümeye devam etmiş.

Hayatı boyunca hep doğru davranan, mutlu aşka olan umudunu ve güvenini hiç kaybetmemiş. Sadece yalnız kalmamak için tutunulan ilişkilere hiç ilgi duymamış. Sevgisini hak ettiğini düşünen kadınları göz bebeği yapmış, bu devirde kalmadı denilen ilgili, sevgili, süprizli bir adam olmuş.

Hayatı boyunca kalıpları reddeden ise mutlu aşk umudunu olması gereken de erken yaşta yitirmiş. Bütün ilişkilerin bir son kullanma tarihi olduğunu ve bozuk kokusunu almaya başladığı an çürümesini beklemeden atması gerektiğini öğrenmiş. Kendini hep hazırlamış, harika bir ilişki yaşarken bile ilişkinin her an bitebileceğine... Karşısındaki adam kendisiyle biraz az ilgilenmeye başladığı anda ilişkinin miladının dolduğunu ve yoluna devam etmesi gerektiğini sanan bir kadın olmuş.

Hep doğru davranan, ilgili, süprizli adamın gözden kaçırdığı bir nokta varmış: Onun doğrusu herkesin doğrusu olmak zorunda değilmiş. Ya da bazı durumlarda birden fazla doğru olabilirmiş. Ve hatta bazen insan doğru davranırken bile birilerinin kalbini kırabilirmiş. O noktada asıl yapılması gereken "Ben doğru davrandım bunu bunu yaptım!" demek değil, karşı tarafı dinlemekmiş. Ama bu adam "doğru" davranmaya o kadar takıntılıymış ki, karşısındaki ile en ufak bir anlaşmazlığa düşse, hemen kendisini savunmaya başlayıp karşısındakini suçluyormuş. Yani doğru davranma takıntısı korkunç bir yanlışa dönüşüyormuş.

Doğru-yanlış kavramlarına önyargılı kadının da bir kusuru varmış, birisi üstüne geldiği anda kıvılcımlar saçmaya başlıyormuş. Birisi hata yapmadığı halde kendisini suçladığında, kendisini iyi ifade edebilen bir insan olduğu halde karşısındakine bir şeyi on kere anlattığında ama karşısındaki hala anlattıklarını yanlış anladığında veya birisi onu üzdüğünde önce "yeter" sinyali veriyormuş korna misali, karşısındaki çekilmezse küüüüt diye bindiriyormuş. Avaz avaz bağırarak, kırıcı dökücü bir şekilde...



Bay Doğru ile Bayan Cadı ortalık sakin olduğunda dünyanın en mutlu, huzurlu, keyifli, aşk dolu çifti oluyorlarmış. Ancak herhangi bir huzursuzluk anında Bay Doğru "Ben bunu yaptım sense şöyle yaptın."larına başlıyor, Bayan Cadı'nın neye üzüldüğünü kırıldığını kesinlikle dinlemiyor, kendisi doğru davrandığı için onun kırılmasını onun hatası olarak görüyormuş. Bayan Cadı ise kendisini bir kere sabırla ifade ediyor, ancak Bay Doğru "ben yanlış yapmadım, sen bana bunu yaptın"lara başlayınca çileden çıkıyor terör estiriyormuş. İkisinin birbirini çok seviyor olması, birbirlerini kırmalarını, parçalamalarını engelleyemiyormuş. Bay Doğru bir türlü karşısındakini dinlemeyerek ve gerçekten doğru davranmış olsa karşısındakinin üzülmeyeceğini anlamayarak onu içten içe tüketiyor, Bayan Doğru da terör anlarında söylediği cümleler ve yaptıkları ile karşısındakini parçalıyormuş.

"Doğru" ve "Cadı" sıfatları değişebilir. İki kişinin birbiriyle çatışan bir çok tarafı olabilir. Böyle kimbilir kaç ilişki yaşadınız / yaşıyorsunuz... Bazen iki taraf da haklıyken, iki taraf da kırılıp üzülebilir. Bazen iki taraf da yanlışlar yapıyorken işler toparlanabilir. İki insanın birbirini sevmesi yetmez, esnemesi gerekir, farklı olduklarını kabul etmesi, karşısındakini farklılıkları ile sevmesi gerekir. Bay Doğru ile Bayan Cadı'nın ilişkilerine olduğu gibi köşeli durumlarda en iyi ihtimalle yaşanmışlıklar kalır insanın elinde. "Keşke doğru düzgün ayrılmayı becerebilseydik" kalır bir de. Ama içten içe bilirler ki zaten doğru düzgün ayrılmak için sevginin bitmesi gerekir, sevgi bitmeden doğru düzgün ayrılınmaz. İki taraf da elinde can kırıkları ile kalır. Nasıl tamir edeceğini bilemeden... Sevgi bunları yapıştırmaya yarar diye gerisin geriye koşarlarsa, köşeler yaralara iyi gelmez, daha da derinleşmelerine neden olur. Konuştukça kırılırlar, konuştukça acırlar, birbirlerine olan köşeleri sivrilir ve sevgi asla tek başına yetmez. Anlam veremezler nasıl bu hale geldiklerine, can kırıklarını toplar köşelerine çekilirler ve herşey biter.

Oscar Wilde'in dediği gibi: "Erkekle kadın asla birlikte huzura kavuşamazlar.Ya birbirlerini yiyip bitirirler ya da daha kötüsü sıkıntıdan bunaltırlar."

14 yorum:

tyChemineRva dedi ki...

inanamıyorum sana...nasıl da denk getirdin de bu kelimeleri, böylesine uygun bir zamanda...
yani nasıl oldu da bu gece, yatağıma uzanıp ilk açtığım bu blog oldu...ve bu yazı tabi...
sanki beni tanıyor, ne yaşadığımı biliyorsun da bana "bak!" diyorsun, "dışarıdan böyle işte görünüşünüz...böylesiniz siz..."



belki alıntı, belki senin kelimelerin hepsi... ama bu gece, yani tam da bu gece...

Merve Nur Gülbudak dedi ki...

kelimeler tam yerinde de, size anlam yüklemek istemedim okurken inan.

Betül Kara dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Betül Kara dedi ki...

Umarım yapılan hatalar, yanlışlar, doğrular; sorgulanmadan yaşanan binlerce güzel anının hatrına, aşkın hatrına sadece birbirleri için yeniden bir araya gelme cesaretini gösterebilir, Bay (bundan sonra daha esnek olabilen) Doğru ile Bayan (kendini törpülemiş) Cadı.

Ne kadar güzel göründüklerini bile göremeyecek kadar gözleri dönmüş olamaz bence...

Adsız dedi ki...

ben anladım galiba. Aşkınızı imrenerek okuyordum...Her güzel şey bitmeye mahkum.As olan o güzel şeyin güzel olarak kalması.Bunu en azından bunu başarmanızı istiyorum.

tyChemineRva dedi ki...

hayır, ben hiç düşünmemiştim siz olma ihtimalini...
o anlatılan bizdik,bize yakışıyor yazdıkların da... size biraz ağır gibi...

serra dedi ki...

icimdekiler...

tyChemineRva dedi ki...

iki gün önce bu yazının bizi anlattığını konuşmuş, ayrılmayacağız demiştik. bugün ayrıldık. dönüp dönüp bu yazıyı okuyorum. ve nolur sezen bu kez, kendine değil de bana aslında yalnızlığın sıkıcı bir şey olmadığını anlat!!!

zillosh dedi ki...

tyChemineRva; hepsi benim kelimelerimdi, o kadar çok şey düşünüyordum ki, onları bir bütünlük haline getirip dışarı çıkarmazsam delirecektim. "bizi anlatıyor" diyemeyeceğiniz kadar farklı bir durumda olmanızı gerçekten çok isterdim. beni "eğer gerçekten birlikte olmam gereken kişi oysa döner dolaşır birbirimizi buluruz, öyle olmazsa da bitmesi gerekiyormuş" düşüncesi kurtarıyor. İlişkinin bitmesi çok zor bir şey, üstelik de hala seviyorken. Ama yalnızlık da kesinlikle sıkıcı bir şey değil. Kaç tane yapmak isteyip de ertelediğin şey var kimbilir?! TAM ZAMANI! =)

Betülcüm, ne güzel tasvirlemişsin: Bay (bundan sonra daha esnek olabilen) Doğru ile Bayan (kendini törpülemiş) Cadı. Bu saatten sonra ikimizin de bir şey için çabalamayacak kadar yorgun olduğunu bilsem de, çok sevdim bunu! =)

Kürk Mantolu Madonna: Öpüyorum kocaman!

Adsız: Teşekkür ederim çok, aynı şeyi ben de umut ediyorum. Ama her şey bu kadar sıcak ve sinirler bu kadar aşırıyken zor oluyor biraz...

Serra ve bu yazıda kendini bulan herkes: Umarım hepbirlikte daha da mutlu oluruz. Öpüyorum.

Adsız dedi ki...

her şeyin net bir nedeni yok mudur, neden yoruldunuz ki bu kadar sen ne yaptın o ne yaptı net bir birikmişlik mi tek bir olay mı tek bir olaysa düzelir elbet.

o kadar imrenerek okuduk da ne oldu, eğer birikmişlerle bittiyse dönüşü olmuyor kendi yaşadıklarımdan biliyorum, sonra keşkeler başlıyor keşke geçmişte şunu yapmasaydım bunu yapmasaydım o zaman diyemiyorsun ben buyum beni böyle sevseydi bir bakıyorsun sevdiğin yok.

umarım iki tarafta birbirini seviyordur ve tekrar bir araya gelirsiniz.

Adsız dedi ki...

bunu söylemekten nefret ediyorum ama 'sende iyileşeceksin' ilk adsız yorumun sahibesi seda.

Nagehan dedi ki...

Belki de birbirinizin/kendinizin Bay Cadı ve Bayan Doğru olmasına/olmanıza izin vermelisiniz bazen. Birbirinizi tamamlıyorsunuz aslında, sadece birbirinizden öğrenecekleriniz var, şimdi vazgeçerseniz haksızlık olmaz mı?

Adsız dedi ki...

Sende daha yaşanacak çok şey var Sezen, mutlu ol ve yoluna devam et. Farkında mısın bilmem ama sen, aşık olabilme ihtimali ile besleniyorsun. Özgür ve özgün bir ruhsun sen. Kaçırdığım gençliğimsin, yaşayamadıklarımsın. Daha pazarda limon alırken aşık olacaksın, onları okuyacağım ben. Hadi bakalım, melankoliye gerek yok:) Serap

Adsız dedi ki...

"Ama içten içe bilirler ki zaten doğru düzgün ayrılmak için sevginin bitmesi gerekir, sevgi bitmeden doğru düzgün ayrılınmaz.
İki taraf da elinde can kırıkları ile kalır. Nasıl tamir edeceğini bilemeden..." ve devamında gelen, "Sevgi bunları yapıştırmaya yeter" cümleleriniz şuan öyle düşüncelere itti ki beni, ağır geliyor düşüncelerim.
Bu yazınızı okurken bu haftayı şöyle bir geçirdim kafamda, "Bu cümleyle toparladık bu haftayı" diye iç geçirdim. Biraz da gözüm korktu sanırım.
Cesur bir ruhunuz var, buna çok saygı duyuyorum belirtmek istedim. Sizden bir yorum istiyorum açıkçası.

Karşındakini anlamaya çalışan, anlamakla kalmayıp iyi bir şeyler yapmak için harekete geçen bay doğruyla,
karşındakini inatla istemediği tavırlara(insan ilişkileri diyelim) itmek isteyen ve anlamaya çalışmayan bayan cadı hakkında ne yorum yapabilirsiniz?

Pinterest'im

Instagram'ım