30 Kasım 2010

Hayat Karnem: Evden çaktım, Aşk'tan yırttım!

Yapboz, puzzle gibi bazı kadınların hayatları. Parçalar bir bütüne tamamlanıyor elbet, ama parçalı kalma hali hiç değişmiyor. Bazen kendimi aynı anda havada sekiz top çevirmeye çalışan bir akrobat gibi hissediyorum. Öyle zamanlar oluyor ki, toplar uyum içinde dönüyor, muazzam bir dengede, ahenkle."Vay be" diyorum kendi kendime, "aynı anda ne çok iş yapabiliyorum." Öyle zamanlar oluyor ki, bütün toplar sözleşmiş gibi çıkıyor yörüngeden, hepsi paldır küldür kafama iniyor. Hiçbir şey beceremiyorum. Hiçbir şeyi tam yapamıyorum.

Yukarıdaki paragraf Elif Şafak'ın son kitabı Firarperest'ten...
Bu satırları okurken "Aaa evet ben bu kadınlardanım işte!" dedim. Hani bazen "Ben bir şeyleri yanlış yapıyorum galiba." diye düşünmeye başlarsınız, yalnız hissedersiniz kendinizi, sonra birisi gelir aynı şeyden yakınır, çok mutlu olursunuz. Sizden başka birinin daha problemli olmamasından kıskanç bir haz almakla alakası yoktur bunun, yaşadığınızı paylaşan birini daha keşfetmiş olmaktan kaynaklanan rahatlamadır.


Oturdum kendi kendime notlar verdim:
Yazı yazmaya ve kitap okumaya zaman ayırma: Zayıf!
Bu zaten bloga yazı yazma seyrekliğimden, katkıda bulunduğum dergilere aylardır tek bir yazı çiziktirmemiş olmamdan ve evde okunmak üzere yığılan kitaplardan bariz belli.

Kişisel Bakım: Orta!
Cilt bakımı haftalardır to-do-listlerde sürünüyor. Ama neyse ki bu aralar uyuma-uyanma saatlerim düzene girdi. Bir de Brezilya Fönü sağolsun saçım başım şekilli geziyorum.

Gezme Tozma: Çok iyi!
Ben iyice tembelleştim, evcilleştim de, Aşk ve özlenen arkadaşlar sayesinde olup bitenlerden, konserlerden, partilerden geri kalmıyorum.

Kariyersel Çalışmalar: Zayıf + Pekiyi /2 = Orta!
Hala ALES, IELTS vs vs gibi girmem gereken bir sürü sınav konusunda kalem oynatmıyorum; ama ofis işlerinde gerçekten aşırı bir efor sarfederek çalışıyorum. O yüzden ikisini bir sayınca orta puan veriyorum kendime.

Ev İşleri: Zayıf!
Hala evin bir sürü eksiği var, hala mutfakta leziz yemekler pişiremiyorum. Ama en azından şimdilik her gün evde bozulan yeni bir şeyle mücadele etme konusunda o kadar fena sayılmam. Düşme yapan sokak kapısı, bozulan sifon, su damlatan su ısıtıcı... Bir ay önce aldığım çiçeklerin hala yaşıyor olmasını bile kendimce bir başarı olarak görüyorum. Gelgelelim bir aydır hala kolilerdeki kıyafetlerimi tamamen boşaltmayı başaramadığım için ve evim şu anda temiz sayılamayacağı için bu konuda da sınıfta kaldım.

Çok koşturup, çok yorulup yine de hiçbir şeye tam olarak yetişemediğim günler geçiriyorum. Sanırım tek boyutlu bir hayat yaşamayı kabul etmediğim veya da muhteşem zaman planlaması yapmayı beceremediğim sürece bu hep böyle devam edecek ve "Vay be nelere yetişiyorum!" ile "Kendimi çok yetersiz hissediyorum." uçları arasında savrulmaya devam edeceğim.


Bu günlerde hayatımda gerçekten içime sinen şey: Yaşıyor olduğum ilişki.
Şimdiye kadar ben hep hayatımdaki ilişkileri yük olarak görmüştüm, omzuma yükledikleri sorumluluk duygusu yüzünden afakanlar geçirmiştim. Hayatımda bir şeyler yayından çıkar çıkmaz, ilk kurban ettiğim şey yaşadığım ilişki olurdu. "Bu aralar hayatım çok yoğun bir de buna ayıracak zamanım ve enerjim yok." der alır başımı giderdim. Veya sadece haftada bir-iki birlikte gezip tozmakla sınırlı görüşülen ilişkilere indirgerdim.

Şimdi her şey çok başka. Bunda biraz benim hayatımın daha düzenli hale gelmesinin, hayatımın 'çılgın üniversite öğrencisi' sayfasını kapatıp, 'sıkıcı olmayan ama sorumluluk sahibi yetişkin' sayfasına atlamış olmamın da, artık bazı şeylere doymuş bulunmamın da etkisi var elbette. Yine de her şey "Aşk" sayesinde. Öyle bir adam ki... Resmen sevgili olmak için yaratılmış. Ben bu bölünmüşlüklerim arasında bazen yorgun, aksi, bazen üzgün olduğum zamanlarda asla ekstra bir yük yüklemiyor omuzuma, sorgusuz tutuyor o yükün bir ucundan. Ucundan tutamayacağı bir yükse, onun altında ezilmiş olan beni tutup çekiyor oradan, gülümsetiyor, gaza getiriyor.

Elif Şafak'ın kitabı mı çıkıyor, hemen akşam bir hediye paketi içinde geliyor kitabım. Ben ona sevdiği çikolatadan bir paket alıp mutfak çekmecesine koyup, "Sonunda ben de böyle jestleri akıl edebilenbir sevgili oldum." sanırken, o pat benim sevebileceğim iki şişe beyaz şarap ile geliyor kapıma. Ki bunlar son 48 saat içinde olanlar sadece. Daha neler neler var...

Bir ilişkinin yük değil, paylaşmak olduğunu bana "Aşk" gerçekten gösterdi.
Bir adamla çok vakit geçirdikçe sıkılmak bir yana, daha çok vakit geçirmeyi isteyebileceğimi ben onunla öğrendim.
Durup bakınca kısa sayılabilecek bir süre içinde o kadar çok şey paylaştık ve yaşadık ki...
Hayatımda hiçbir şeye yetemediğim için kendimi kötü hissettiğimde hep o öpücükler bana daha iyisini yapmayı deneme gücünü verdi, kendiliğinden gelen melankolilerimde hep o güzel cümleler beni gülümsetti...

Ve bu "Aşk" bundan tam 4 ay önce hayatıma girdi.
Tesadüfen...
Üstelik de "Aşk tesadüfleri sever." diyen Müslüm Gürses'in de yeri var bu tesadüfler zincirinde.
Yine bir tesadüf:
Bizim dört ayı doldurduğumuz bu gece, aynı zamanda Aşk'ımm yepyeni bir yaşa başlıyor.
"İyi ki varsın, iyi ki hayatımdasın!" kelimeleri bile yetmiyor.
Seni çok seviyorum sevgilim,
Çok çok çok güzel bir yaş olacak biliyorum.

Aşk tesadüfleri seviyor, ben de seni! :)
(Bu sana bu yaşında yeter :)))) )

Yazıdaki ilk foto: Yağız Yılmaz

2 yorum:

Unknown dedi ki...

Brezilya fönü saçını yıprattı mı?
Bununla ilgili bilgi verebilir misin?

ada dedi ki...

bazen beni çok şaşırtıyorsun.. şu an senle aynı duyguları paylaşıyoruz aşk konusunda:)) bir farkla ama:(
Uzun bir süre önce bir ilişkiden çıktım ben.. senin eski ilişkilerine yaptığını ben çok önce o ilişkiye yapmalıydım.. öylesine yıprattı beni.. sonra hayatıma giren kişilerin bunu yapmasına izin vermedim.. eğleniyordum, geziyordum baktım sıkılıyorum kaçıveriyordum.. sonuncusu öyle olmadı.. ben kaçmaya hazır beklerken o senin deyiminle sevgili olmak için yaratılmış haliyle hep karşımda:)) çok güzel çok mutluyum da ama ben sana çok özendim..:) çünkü hala onu ne kadar sevdiğimi söyleyemiyorum.. korkuyorum işte.. :(( bilmem belki sonunda seni okuya okuya gaza gelirim.. umarım:)) tekrar öpücükler, mutluluklar:))

Pinterest'im

Instagram'ım