10 Kasım'da bütün İstanbul'un saygı duruşu ile donmasını SEVDİM hatta buna bayıldım. Ben Bağlarbaşı'ndaki Üsküdar Adliyesi'ne gidiyordum, hemen yanındaki Academic Hospital'in bütün ekibi kapının önünde bir ambulansın önünde tiril tiril hazıroldaydı. Ambulans sireni ile birlikte bütün trafikteki arabalar durdu, sürücüler arabadan indi, bütün yayalar durdu. Gerçekten duygulandırıcı ve umut vericiydi. Taksim ve Boğaz Köprüsü'ndeki saygı duruşlarının muhteşemliğini de duydum sonradan.
"Ciddi" ve "sıkıcı" kavramlarını karıştıranlara UYUZ OLDUĞUMU bir kere daha fark ettim. Adliyede bir hakimi tam 1 saat 40 dakika boyunca koridordaki uyduruk sandalyelere oturmuş beklerken amaçsızca duvara ve gelip geçene bakarsan "ciddi", TimeOut okuyarak bekleme sürecini keyiflendirip verimli hale getirirsen "ciddiyetsiz" oluyorsun. Zamanımı zevksiz duvarları izleyerek geçirmeyi, ciddi olmak uğruna keyifle doldurabileceğim zamanı "boş"lukla çarçur etmeyi reddediyorum.
Starbucks'ın yeni yıl şerefine yeniden kırmızı konseptine bürünüp, beyaz olanlara oranla çok daha neşeli konsept bardaklara geçmesini SEVDİM.
PETA'nın İstanbul'u "İstanbul 2010 Hayvanlara Zulüm Başkenti" seçmesine ve bunun için hazırladığı logoyu bütün uluslararası yazışmalarında kullanıyor olmasına ÜZÜLDÜM.
Aile Mahkemesi'ndeki stajım sebebiyle izlediğim duruşmalar boyunca gördüğüm güçsüz ve umutsuz kadınlara acısam mı sinirlensem mi karar veremedim. Adamdan şiddet görüp, adam tarafından aldatılıp, hatta bazen adam başka bir kadınla yaşamaya başladığı için terk edilip yine de adamdan "yuva yıkmak istemiyorum" diyerek boşanmayı reddeden kadınlara, "Ortada yuva kalmamış ki yıkılsın." diye haykırmamak için dudaklarımı ısırdım durdum.
Zor haftam boyunca beni neşelendirmek için elinden geleni yapan, cadolozluklarım karşısında bile dengeli ve makul tavrını koruyabilen, market alışverişi yapmak kadar sıradan şeyleri bile birlikteyken çok eğlenceli hale getirebildiğimiz "Aşk"a da tarifsiz bir kan kaynaması yaşadım!
9 günlük milli istirahat hepimize çok iyi gelecek biliyorum. Keyifle kalın!
Kurabiyeli yogalı resim: Those darn skinny yoga women (by pluckyantihero)
3 yorum:
Sizi mimledim:)
http://woolip.blogspot.com/2010/11/heyy-mimlendim.html
merhabaa. sanırım biz çok zıt tipleriz. çok zıt diil de biraz farklı diyelim. ama "beş aydır uğraştığım stajım yanma tehlikesi geçirdi" hadisesi canımı sıktı. bunun arkasında biri olabilir diye düşündüm. hep böyledir çünkü. sanki çok ciddi işleri ille suratsız tipler yapmalı. bir insan hem hayatını yaşayıp hem de işini düzgün yapamaz önyargısı pek çok kimsede var.dışardan biraz değişik görünüyorsan hemen ciddiyetsizlikle, işini yapamamakla, önemsememekle suçlanırsın ya. eğer böyle diilse genel bir yargımı paylaştım diyeyim. yok eğer düşündüğüm gibi olduysa; eminim çoktan boşvermişsindir (ya da umarım). kişiler farklılıklarıyla güzeller. senin gibi bir hukukçu da lazım bu ülkeye:) çok lazım hem de..TimeOut yerine ekonomi dergisi okusan herhalde ciddi sayarlardı. sen timeout okumaya devam et ki sen kalasın:)) öpüyorum hiç tanımasam da:)
Ada;
Bir hakimin, son derece terbiyesiz (bayan meslektaşına "karı" hitabı kullanan adamlardan bahsediyoruz)ama her hallerinden paralı oldukları belli bir avuç avukata kendini yarandırma şovunun kurbanı oldum malesef. Neyse mücadelem olması gerektiği kadar olmasa da olumlu sonuçlandı.
Yorumun için de teşekkür ederim, anlayan birilerinin olması müthiş bir şey. :)) Hala TimeOut okumaya devam ediyorum koridorlarda :))
Öpüyorum iyi bayramlar!
Yorum Gönder