29 Ağustos 2011

3 günlük "feel good" turu! =)


Muzicons.com

Bayram tatilinde arkadaşlarımın her şeyini planlamış olduğu, tur ile gidilmeyen, maceralara açık Hırvatistan tatiline katılmak vardı aklımda ilk önce. Daha sonra ofisten bayram tatiline ek olarak önden sondan birkaç gün daha izin almamın imkansız olduğunu fark edince, ne zamadır merak ettiğim Sharm El-Sheik'e gitmeye niyetlenip, oldukça uygun bir fiyata aylar öncesinden tur satın aldık kardeşimle. Mısır'da ortalık iyice karışınca onu da gözümüz yemedi. Aylardır tatil tatil diye sayıklıyordum. Tatilim vardı, yapacak hiçbir şeyim yoktu!

Ailesinden ayrı şehirde yaşayanların en büyük avantajıdır: İşler yolunda gitmediğinde, canın uzaklaşmak istediğinde, ortam değişikliğine ihtiyaç duyduğunda hiçbir şeyi planlamakla uğraşmadan uçağa atlar onların yanına gidersin. İlaç gibi gelir. Sadece haftasonluk bile gitsen bütün havan değişir.

Ben de cuma akşamı işten eve gelir gelmez, uzun zamandır ertelediğim ütü yığınına karşı savaş açtım ve saatlerce ütü yaptım. En azından valizime konacak temiz ve ütülü bir şeylerim olsun diye. Bu konuda çok başarılı olduğumu söyleyemem, özellikle de erkek gömlekleri konusunda inanılmaz başarısızım. Ya da benim ütüm çok dadik. (Bunu tabii ki tercih ederim.) O sırada bir de ütüleneceklerin arasından eski sevgilimin kıyafetleri çıkınca, gerçekten kötü hissettim kendimi.

Sabahın 4'ünde havalanını yolunu tuttum, annemin yaşadığı şehir olan Adana'ya gitmek için. Benden başka kimsenin o saatteki bir uçağa bilet alacağını sanmıyordum; ama hem liseden bir komşumla, hem de ilkokulda beri arkadaşım olan dünya fatihi çıtırımla karşılaştık havalanında. Keyifli sohbetler sabahın köründe olan uçuşa anlam kattı.

Asıl  bombayı annem beni karşılamak için havalanına geldiğinde yaşadık. Aynı t-shirtu giymiştik! Bunu planlı yapmaya kalksak bile başaramazdık. Sabahın köründe kendimizle dalga geçerek kikir kikir Narlıkuyu'ya doğru yola çıktık. Ben defalarca Altınorfoz'dan bahsettim, benim Türkiye'de en beğendiğim denizlerden biridir. Bu sefer yeni keşif olan bir yeri hayırlamak için yola çıktık: Cemal'in Yeri!

Mersin'i geçiyorsun, Kızkalesi'ni geçiyorsun, Altınorfoz'a gelmeden hemen önce Akkum'a sapıyorsun, Cemal'in Yeri orada. Salaş, sakin ve keşfedilmemiş bir cennet. Bir aile işletmesi. İster ağaçların altında oturup balığını yiyip, rakını yudumluyorsun; istersen derme çatma iskeleden büyüleyici bir denize giriyorsun. Ya da en güzeli bizim gibi ikisini birden yapıyorsun. Salaş bir yer, ama kesinlikle her taraf tertemiz. Hele ki deniz! Çeşme dahil sollar geçer.



Güzelce güneşlenip yüzdükten sonra, deniz kıyısında püfür püfür harika mezelerimizle, buz gibi biralarımızı hüplettik ve leziz birer dil balığını mideye indirdik.

Güneş yavaş yavaş kaybolurken, dönüş yoluna geçtik. Türkiye'de kimbilir daha böyle keşfedilmemiş kaç gizli cennet vardır diye düşünerek...

İkinci gün öğlene kadar uyudum. İstanbul'daki hayatımda o kadar yorulmuşum ki her yere yetişmeye çalışırken... Kendimi o kadar ihmal etmişim ki! Her zaman giyimime kuşamıma özen gösteririm, ama saçlarım cildim o kadar bakımsız haldeymiş ki... Röfle konusunda bir efsane olan kuaför Doğan Abi'ye attım kendimi. İstanbul'da dünya kadar para ödeyerek berbat kesimler yaptırıyorum sonra düzeltmesi için her seferinde koşa koşa ona gidiyorum. Röflelerim yenilendi, saçlarımın kesimi düzeltildi, artık gözlerime giren kahkullerim kısaltıldı, manikür yapıldı, elim yüzüm kendime geldi.


Üçüncü ve son gün de, uzun zamandır aklımda olan bir şey için, harika işler ortaya çıkarmış bir estetisyenin yolunu tuttum. Kendimde en az sevdiğim yerim burnum, çok uzun zamandır da bir değişiklik yapmayı istiyordum. Kime söylesem "Ama çok karakteristik!" yanıtını aldığım için icraata geçemiyordum. İstediğim asla hepsi birbirinin aynısı olan kusursuz veya fino köpeği gibi kalkık burun delikleri görünen bir burun değil. İstediğim olur mu olmaz mı diye estetisyen ile görüştüm. Bir estetik macerası ilerleyen günlerde karşınızda olabilir :))

Öğle yemeğinde BirBiçer'de leziz kuşbaşı ve ciğerleri yedikten sonra da (Adana'ya yolunuz düşerse mutlaka uğramanız gereken adreslerden biri Birbiçerler, not edin bir kenara.) lazer ve cilt bakımı için kendimi Estemania'ya attım. Huzur veren dekorasyonu, İstanbul ile kıyaslayınca inanılmaz uygun fiyatları ve herşeyi çok özenli yapışları sebebiyle bayılıyorum buraya.

Pırıl pırıl parlayan cildim ve kızarıklıklarım ile yepyeni kitaplar alıp eve geldim.  Annem sponsorluğundaki bütün bakım fasıllarından sonra kendimi o kadar iyi hissediyorum ki. Hani siz de kendinizi uzun zamandır iş güç sevgili gezip tozma diye ihmal ettiyseniz, bu tatili fırsat bilin, şımartın kendinizi. Ne kadar iyi hissettirecek görün....

Artık hayatımda bir "Aşk" yok, onun yerinde bir boşluk var. O boşluğu kendimle ve yapmak istediğim milyonlarca şeyi yapmaya başlayarak doldurmaya karar verdim. Bir alttaki yazıya yazdığınız yorumlar ve destekler için ne kadar teşekkür etsem azdır. Özellikle Serap sen bir tanesin, gülmekten öldüm, limon alırken aşık olmak... =)

Şimdiden iyi bayramlar hepinize. Öpüyorum en kocaman!

Dip Not: Bundan böyle her yazının başına yazarkenki ruh halime uygun bir şarkı ekliyorum. Meraklısına bu seferki: Fleet Foxes - Mykonos

7 yorum:

tackleberry dedi ki...

tek kelime ile harikasın :)

Adsız dedi ki...

aaaahhh benim tüm sokakları kolonya çiçeği kokan güzel memleketim,seni o kadar çok özlüyorum ki....Sezen Adana'dan boool bol bahset olurmu.Bi an ordaymışım gibi hissettim kendimi :) Bu arada bende Mersin'de oturuyorum ne zamanır Orfoz'a gidelim dedik durduk ama kısmet olmadı işten güçten.Sayende orayıda bi turlayıverdim :)))) Valla sana parazit oldum sayende yaşıyorum :p

seda ..

deniz dedi ki...

şarkıııı ? neydi ki acabaaa.bayıldım

cingifilli dedi ki...

fotoğraflarını yazını öyle hızlı ve keyfle okudumki hiç bitmesin istedim:)
Adana'da yaşayan ve yazlığı Narlıkuyu civarında olan o güzellikleri tadan biri olarak pek beğendim:)

daha nice mutlu günler diliyorum.(röfleni yaptırdığın yerin minik tarifini rica ediyorum mümkünse:)))

sevgiler...

zillosh dedi ki...

takleberry, teşekkür ederim!! :*

seda, ahhh bi de mimozalar var, ne güzel olur adana mimozalar açtı mı! çok geç kalmış sayılmazsınız bence, en güzel zamanları hatta, kötü kalabalık yok olmuştur o civarlardan =)

deniz, yazının en sonuna meraklısına diye not düşmüştüm: fleet foxes-mykonos

cingifilli, öncelikle çok teşekkür ederim, mutlu oldum =) röfleyi de doğan abi yapıyor. ziyapaşa'da starbucks'ın hemen karşısında, rolex'in bitişiğinde abdullah yağmur kuaför var. Orada Doğan Abi'yi bulun, Sezen yolladı beni diyin, kesimin de röflenin de kralını yapar. Şimdiden güle güle kullanın, sevgiler...

tyChemineRva dedi ki...

Sezeeeen :) ben de bayram tatilini kendime ayırdım ve sonuç harika :) evet sevgilim yok ama ben varım!!! yaşasın bekarlık ve yeni gelecek aşklar...

cingifilli dedi ki...

tarif için teşekkürler bende g.paşadaki abdullah yağmur şubesine gidiyorum ama önerini dikkate alıp şube değiştirmeyi planlıyorum:)

Pinterest'im

Instagram'ım