12 Haziran 2015

Hemşin yaylarına gidilir mi karadan oy! Rafting ve Moyy Mini Otel

Çamlıhemşin'de gezerken, dağlara çıkarken, nehir hep yanımızda. Görüntüsüyle, gürül gürül sesiyle...

Nehrin sesi ve manzarasının tadını çıkartırken, gözümüz bir yandan da nehrin ortasındaki kocaman kayalarda.

Çünkü planlarımız arasında rafting yapmak, aklımızda hep aynı soru var: "Bu nehirde çok kaya var, başımıza bir iş gelir mi acaba?"

Kime "Rafting hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye sorsak, "Biraz erken şu an, debi çok yüksek." cevabını alıyoruz. Sonra soruyu değiştiriyoruz: "Bu mevsimde rafting yapılır mı?" diye sormaya başlıyoruz. "Evet, profesyonellerin en sevdiği zamanlar şimdi." diyorlar.

Hoppala! Profesyonel filan değiliz biz. Hatta hepimiz hayatımızda ilk defa deneyeceğiz.

En sonunda bizim Osman Abi'ye soruyoruz. Bir tekerleğimizin dışarıdan döndüğü virajlı yollarda giderkenki sakinliği ile cevaplıyor: "Bir şey olmaz." Tam biz oh çekecekken ardından ekliyor: "Miladınız dolmadıysa..."

Neyse aracımıza doluşuyoruz, rafting alanına gidip orada bizden başka bu işe kalkışan olup olmadığına bakarak karar vereceğiz. Rafting alanına geldiğimizde hepimiz birbirimizin ne düşündüğünü anlamak için birbirimize bakarken, rehberimiz Yuchi'den komut geliyor: "Araç in!"

Osman Abi bizimle "Düşerseniz sırt üstü yatın, ben giderim Batum tarafından karşılarım sizi." diye dalga geçerken, araçtan iniyoruz. Nasıl olduğunu anlamadan, elimizde kürekler, kafamızda kasklar, ayağımızda plastik ayakkabılar kendimizi botun içinde buluyoruz.

Komut bir: Küreği asla elinden bırakmayacaksın.

Küreği nasıl çekmemiz gerektiğini uygulamalı olarak bize gösterirlerken, kasti biçimde üzerimize bolca su atıyorlar. Su o kadar soğuk ki! Ayaklarımı hissetmemeye başlıyorum. Bir anda kayaları filan unutuyorum, ayaklarım bu kadar üşürken kaç saniye dayanabileceğimden emin değilim!

Bütün bu huysuzluklarımız, botumuzu akışa doğru ittikleri anda bitiyor. Talimatlara göre küreğimizi çekiyoruz, talimatlara göre kürekleri sudan çıkartıp botun içine oturuveriyoruz. Ve inanılmaz eğlenceli dakikalar geçiriyoruz.







Ve rafting bittiğinde herkesin keyfi yerinde, "İyi ki vazgeçmemişiz." diyoruz. Dönüş yolunda hepbirlikte söylüyoruz: Aradum sevduğimi, daha dayanamadum oy daha dayanamadum. hemşin yaylalarına gidilir mu karadan oy gidilir mu karadan oy!



Rafting üstüne Moyy Mini Otel'in yolunu tutuyoruz. Daha dışından kendini belli ediyor, çok şık. İçerideki upuzun barın üstünde çeşitli otlar arasında Namaste yazan bir kara tahta var. Ahşap masaların üzerinde tazecik çiçekler, duvarlarda kitaplar...



Yan tarafındaki minik dükkanda da oldukça zevkli şeyler satılıyor.



Asıl harika olan şey ise kesinlikle kocaman balkonu. Rize'de nehre karşı beyaz yataklarda yatıp, leziz kahveler yudumlamak için daha iyi bir adres olduğunu sanmıyorum.



Keyifle ve kahveyle kalın!

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım