Eylül 2008'den bu yana hayatımda neredeyse her şey değişti. Saç rengim, giyim tarzım, evim, hayata bakışım, yaşam düzenim, mesleğim, hayallerim, hayattan beklentim...
Blog yazmak bazen bir hobi, bazen zevk, bazen sorumluluk, bazen paylaşma ihtiyacı gibi farklı boyutlar kazansa da eylül 2008'den beri hayatımda sabit kalan tek şey oldu. Sabit dostluklarım ve ailemin yanı sıra tabii.
Birbirinden çok farklı konularda yazıları ve etiketleri düzenlemek çok uzun zamandır aklımdaydı; ama bir türlü fırsat bulup yapamıyordum. Sonra o kadar uzun boş zamanı aslında hiç bulamayacağımı kabul edip, her boşlukta biraz biraz el atarak sonunda bütün yazıları gruplamayı başardım! :)
Eskiden yazdığım yazılara da göz atmış oldum böylece, bir kısmına bayıldım "ne kadar güzel ifade etmişim" diye kendimle gurur duydum, bir kısmıyla da düpedüz dalga geçtim. Yine de onları bile silmeye kıyamadım. Değişimimin aynası gibiler ne de olsa.
Bütün yazılar aşağıda detaylarını bulabileceğiniz başlıklar altında tag'lendi. Yukarıda da bütün etiketleri görebiliyorsunuz artık. Moodunuza göre, ne okumak isterseniz onlara tıklayarak ulaşabilirsiniz. Bazı yazılar birden fazla etiketin içeriğine uyduğu için onlarla birkaç kere karşılaşabilirsiniz bunu da dip not olarak belirteyeyim ve etiketlerin içinde neler var onlara geleyim:
1) İstanbul: Bu şehre olan aşkım malum. Keşfetmeye doyamıyorum. Ev-iş arası gidip gelmek için toplamda 3-4 saat harcayan, şehrin tadını çıkarmak için gereken paraya sahip olmayanlar için ne kadar eziyetliyse; zamanı, parası veya zamanı parası olmasa da tadını çıkarmaya şevki olanlar için de o kadar mucizevi bir şehir. Sanat etkinlikleri, gece hayatı, tarihi eserler, yeşil parklar, leziz yemekler yapan restoranlar, tezatlar...
Bu etkiletin altına iki ayrı başlık kondurdum: Sanatsal Etkinlikler ve Bar/Club/Cafe/Restoran
Tiyatrolar, festivaller, sergiler, konserler sanatsal etkinliklerin altında, gezip tozduğum mekanlar bar/club/cafe/restoran'ın altında. Ne sanat konusunda uzmanım, ne de yemek gurusuyum. Çok gezen bir insanın izlenimleri tadındaki bu yazıların tamamına bu başlıklardan ulaşabilirsiniz.
2) Güzel Yazılar ve Sözler: Bir kitapta, dergide, filmde, gazetede hoşuma giden bir cümle veya yazı gördüğümde ve not etme ihtiyacı duyduğum kadar hoşuma giden bir cümle duyduğumda onları da paylaşmadan duyamıyorum. Okuyunca bayıldığım ve 'keşke ben yazsaydım' diye düşündürenlerin tamamı burada.
3) Kitap: Bugünlerde, her evde buzdolabı olması kadar yaygın bir biçimde, çocuğu olan her ailede yatılı bir bakıcı mevcut olsa da, ben daha geleneksel biçimde anneanne ve babaanne ile büyüyen çocuklardandım. Birbirinden çok farklı karakterlerde, birbirinden çok farklı hayatlar yaşamış bu iki kadının da benim alışkanlıklarımda ne kadar etkisi olduğunu gün geçtikçe daha net görüyorum. Kitap okuma alışkanlığımı anneannemden aldım ben mesela. Öğle yemeğinden sonra, kitabını eline alıp uzanıp saatlerce kitap okumak, sonra da uyumak bugün bile değişmeyen bir ritüelidir. Yeni yeni okumayı öğrendiğim yıllarda anneannem ile kitap okuma yarışı yapardık. Sırf onun kalın kitaplarını kıskandığım için, sınıf arkadaşlarım 20 sayfalık resimli kitaplar okurken, ben dünya klasikleri serilerini, anneannemle yarışarak bitirmiştim. Hala da sıkı bir okuyucuyum, ayda en azından 2-3 kitap deviririm. Hiçbir zaman can sıkıntısı çekmememin en büyük sırrı bu olabilir. Dünyanın her yerinde her koşul altında, elimde ilgimi çeken bir metin varsa saatlerce oyalayabilirim kendimi. Okuduğum kitaplar hakkındaki görüşlerim ve kitaplarda altını çizdiğim satırların hepsi bu başlık altında.
4) Hayat ve Aşk Yazıları: Bu bloga başlarken, baş role kendimi koymamaya, sadece keşfettiklerimi yazmaya karar vermiştim. Olmadı! Hissettiklerimi, kadın-erkek ilişkilerini, hayata genel bakışı, yaşam tarzı sorgulamalarımı hep buradan yaptım. Ve belki de en çok sevilen yazılarım hep bunlar oldu. Ben kendimi anlatırken, birileri o yazılarda kendini buldu. Bu yazılardan sonra harika mailler aldım hep, kendini mutsuz eden ilişkisini bitirme kararı alanlar, depresyondan çıkıp hayatı yeniden sevmeye başlayanlar, okudukları ile yarası yeniden kanayanlar... Bunun yazıların muhteşem olması ile bir alakası yok tabii. Değiller de. Sadece içtenler ve aslında hepimiz aynı şeyleri yaşıyor ve hissediyoruz. Farklı zamalarda. Bu yüzden de bu başlık altındaki yazılardan mutlaka birkaçında kendinizi bulacaksınızdır.
5) Acemiler ve Tembeller İçin Mutfak 101: Hamarat ve yemek pişirmeyi çok seven kadınlarla dolu bir ailem olsa da, ben gerçekten hiç yemek pişirmeyenlerdenim. Kardeşimin arkadaşları "Sizin evde mutfak var mı?" diye sorunca bunu biraz daha net gördüm :) Kahvaltı dahil olmak üzere bütün öğünlerimi dışarıda yiyorum. Arada sırada mutfağa girip bir şeyler yapmayı denersem ve sonuç güzel olursa paylaştığım çok pratik tarifleri bu başlık altında topladım. Bir ayda dışarıda yemek yemeğe harcadığım toplam paranın ne kadar olduğu ile yakın zamanda yüzleştim. O yüzden daha sık mutfağa girmeyi, Mutfak 101'de daha çok tarif paylaşmayı planlıyorum. Göreceğiz bakalım!
6) Seyahatlerim: Ne zaman için sıkılsa, ne zaman hayat zor gelmeye başlasa, ne zaman kafam karışsa hiç şaşmayan iyileşme reçetem: "gitmek"tir. Benim için önemli olan nereye gittiğimden ziyade, gitme hissi. Bu satırları yazarken de Türkiye sınırları içinde bambaşka bir şehirde güzelce bir oteldeyim hatta. Seyahat ederken sürekli günlüğümsü notlar tutuyorum, bunlardan daha blog yazısına dönüşmeyi bekleyen onlarcası var. Türkiye'den seyahatler ve Yurdışı olmak üzere ikiye ayırdım bu yazıları da.
7) Dişi-sel: Tam anlamıyla bir kadın bloguna dönüşmek istemesem de, sonuç olarak alışveriş yapmayı seven, fırsat bulabildiği kadarıyla kendisine bakmaya çalışan, topuklu ayakkabılara, minicik eteklere, bronz tene tapan bir kadınım ben de... Alışveriş, giyim ve bakım ile ilgili bütün yazılarım bu başlık altında.
8) Dekorasyon: En az kıyafet alışverişi kadar zevkli bir şey de ev alışverişi yapmak. Kendi keyfime ve zevkime göre sıfırdan yarattığım ve dömeye de yavaş yavaş devam ettiğim minicik bir evim var. Dekorasyon dergilerini ve bloglarını karıştırıp ilham almaya, bütçeyi çok yormayan adresler keşfetmeye ve dizayn tanrılarının elinden çıkan parçalara sahip olma hayali kurmaya bayılıyorum. Yaşadığım yeri güzelleştirdikçe, daha da evcil bir kadın olmaya başladım. Evinizi daha çok sevmek istiyorsanız bu yazılara bir göz atın derim.
9) Bir doz ilham: Yaratıcı olan her şey bu başlık altında. O yüzden içeriği en kalabalık başlık bu olabilir. Güzel fotoğraflardan, yaratıcı reklamlara, afiş tasarımlarından, el işlerine hepsi birbirinden yaratıcı ve keyifli yüzlerce şey bu başlıkta.
10) Çekici siteler ve bloglar: Ben blogları da kitap okur gibi okuyanlardanım, en eski yazıdan en yeniye doğru... O yüzden reader'ını her gün kontrol edip en son yazılara göz atan düzenli blog okurlarından olamıyorum. Bir bloga kilitleniyorum, en az bir hafta içeriğinde ne var ne yoksa okuyorum. Bana başından sonuna okumayı tamamlatacak kadar güzel blogları da tabii ki sizinle paylaşıyorum.
11) Filmler: Evde sevgiliyle keyif yapmaktan bahsedince aklıma gelen ilk şey film izlemek oluyor. Kızlarla da cumartesi geceleri çantaya birer bira atıp vizyondaki romantik komedilerden birine gitmeyi de adet haline getirdik. Tek başıma kaldığımda da Uzakdoğu ve Avrupa filmlerini izlemeye bayılırım. Canınız sıkıldığında, ne izlesem diye düşündüğünüzde belki bu başlık altındaki yazılar size ilham verebilir.
12) DIY: Bu da yine önümüzdeki günlerde içini doldurmayı planladığım (daha doğrusu umduğum) başlıklardan biri. Kesmeye, biçmeye, dikmeye, yapıştırmaya bayılan biri olmama ve sağda solda görüp uygulamak üzere biriktirdiğim do-it-yourself taslakları yığınlara ulaşmasına rağmen, gidip gerekli malzemeleri alıp oturup uğraşmaya bir türlü fırsat bulamıyorum malesef. Ama ben şunu yaptım, nefis de oldu, derseniz sizi bendeki bu eksikliği doldurmak üzere konuk yazar olara ağırlayabiliriz Mushaboom8'de seve seve :)
Umarım bir gün bütün hayatımı bu kadar düzenlemeyi becerebilirim :))
Sevgiyle, keyifle kalın!
Fotoğraf Notu: Bir kısmı Yvette Inufio'ya, bir kısmı Gennie'ye ait, geri kalanı meçhul :) biliyorsanız bana iletiniz, düzeltelim...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder