Herkesin bayıldığı, hiçbir zaman hayır demediği, her koşul altında keyif aldığı bir şey vardır ya, bizim sülalenin kadınlarında kuşaktan kuşağa aktarılan bu tutku: Pazar gezmek.
"Hadi pazara gidelim." bizde, hastayı yatağından kaldıran, yalnızca birkaç saat uyumuşken sabahın köründe yollara düşüren, asla "Canım istemiyor." veya "Sen git." diye cevap verilmeyen bir teklif.
Bunun doğal bir sonucu olarak pazarda ürün seçme yeteneği de bizde kuşaktan kuşağa aktarılır. Çünkü pazar yetenek gerektirir. Markaları tanımak, canavar gözlerle ürün üzerindeki defoları, kırıkları, eksiklikleri saptamak, yeni mi eski mi, orijinal mi sahte mi anlamak, kumaşın kalitesini dokunarak kavramak, gümüş mü değil mi anlayabilmek, çoğu çöp olan eşyaların arasında işe yararları kestirebilmek, değer biçebilmek ve pazarlık yapabilmek gerekir.
Bunların çoğunu başarırsanız, pazardan harika ve kimsede olmayan çok orijinal parçaları, gerçekten uygun fiyatlara kaparsınız; aksi halde, "Ay burada hiçbir şey yok." diye homurdanırsınız veya gerçekten kalitesiz şeylere bir dünya para harcayıp, eve bir sürü yayıntı taşımış olursunuz.
Ben nereye gidersem gideyim, mutlaka araştırma yaparken, gittiğim şehirde kurulan bir pazar var mı diye bakarım. Sebze pazarı, antika pazarı, bit pazarı hiç fark etmez. Yanımda annem varsa, keyif ikiye katlanır. İkimizin de en favori pazarı hiç şüphesiz Roma'daki Porta Portese. İtalya'nın her yerine bayılsak da, İtalya'ya gidip Porta Portese'ye uğramadan dönmeyi büyük günah kabul ediyoruz. (Bahsettiğim yazılar için buraya ve buraya.) Onun dışında Bademler Köyü'nde kurulan pazara ot ve sebze almak için sık sık gidiyoruz. Aklımızda hiç pazara gitmek yokken, tesadüfen yolumuza çıkan hiç bir pazarı da atlamıyoruz.
* Beşiktaş Pazarı
Bu haftasonu annem İstanbul'daydı. Benim evime çok yakın bir yerde kurulan Beşiktaş Pazarı'na gitmek için plan yapmamıza bile gerek yoktu. Tabii ki cumartesi sabahı ortalık henüz kalabalıklaşmadan erkenden Beşiktaş Pazarı'nın yolunu tuttuk.
Beşitaş Pazarı cumartesi günleri, Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nin hemen karşısında kuruluyor. Alt katında peynir, sebze ve meyve satılıyor. Üst katında ev eşyaları ile kıyafetler. Oldukça büyük bir pazar. Kurulan tezgahların büyük bir kısmı, başında zaman harcamaya bile değmeyecek kadar kötü olmakla birlikte, toplamda üç veya dört tane mutlaka ziyaret edilmesi gereken tezgah var. İç çamaşırı, t-shirt, spor kıyafeti ve ev eşyası almak için. Bunların yerini bana hep soruyorsunuz; ama tarif etmesi gerçekten çok zor. Havalar biraz güzelleştiğinde kameram ile gidip bol bol fotoğraf çekip, bir Beşiktaş Pazarı haritası çizerek bunları paylaşacağım. :)
Fikir vermesi için bu haftaki ganimetlerimden bazıları. Salata süslemek için, sebze soyucu devasa açacak, çok şeker desenli porselen cezve ve yeniden yogaya başlama planlarımda kullanmak için aldığım spor üstler. Her biri 10 TL.
* Dolapdere Bit Pazarı
Dolapdere'de kurulan bu bit pazarı hakkında çok şey okumuş; ancak lokasyonu sebebiyle gitmeye bir türlü cesaret edememiştim. Annem ile bu pazar, "Gitsek mi?", "Muhtemelen sadece çer çöp vardır.", "Acaba tehlikeli olur mu?" tereddütleri yaşadıktan sonra, yanımıza kamera ve cüzdan almadan, paramızı cebimize koyup yola çıktık.
İyi ki gitmişiz, muhtemelen daha defalarca gideceğiz. En büyük pişmanlığım kameramı yanıma almamam oldu.
Bu pazarda tezgah filan yok. Herkes bir örtü sermiş elinde ne varsa bu örtünün üzerine dizmiş. Muhtelemen eşyaların bir kısmı çalıntı, bir kısmı çöpten çıkma, bir kısmı vefat edenlerin evlerinden dağılan eşyalar. Diğer yandan frapan şeyler bulmak da pekala mümkün. Mesela sanırım Swiss Otel bir dekorasyon değişikliği yapmış, bu gün pazarda Swiss Otel'in pek çok eşyası vardı.
Pazarın kitlesi oldukça enteresan. Bir yandan göç edip gelmiş ve anladığımız kadarıyla ev düzmeye çalışanlar, elinizi dahi sürmeyeceğiniz haldeki kettle gibi ev eşyalarını kovalıyorlar. Diğer yandan gayet kokoş teyzeler, çer çöp içinden tablo, çerçeve, antika şişeleri seçiyorlar.
Pazar gerçekten harika kareler verebilecek bir alan. Fotoğrafa meraklıysanız, alışverişi boşverin, direk fotoğraf çekmek için bu pazara gidin.
Pazardan çok güldüğüm iki kareyi de paylaşmak istiyorum. Birincisi sokağın ortasında duran tenis topu dolu kova, ikincisi de "doyuran geldi" isimli arabada cep telefonu satılması:
Benim bu pazardan ganimetlerim:
* Bomonti Antika Pazarı
Dolapdere'den sonra, Bomonti'deki Antika Pazarı'na gittik. Adının antika pazarı olduğuna bakmayın, satılanların çoğu antika niteliği olmayan eski eşyalar. Ve fiyatlarının, ederlerinden çok pahalı olduğunu da söylemeliyim.
Almanya'daki bir bit pazarından aldığım daktilonun fiyatını sırf merakımdan sordum, on katı fiyat çektiler. Yine aynı pazardan aldığımız bir retro çay seti vardı. Aynı setin tek bir bardağını bulduk bu pazarda. Bütün sete çaydanlığı dahil ödediğimiz paranın çok daha fazlasını yalnız tek bardak için istediler.
Bu fiyatlarla gerçekten satış yapabiliyorlarsa, biz de Avrupa'daki pazarlardan eşya toplayıp, bu pazarda bir tezgah açmaya karar verdik :)) Sonuçta %100'den çok kar ve seyahat için bahane demek!
Yalnız gezmesi gerçekten keyifli. Her şey düzgünce dizilmiş, güzel görünüyor. Ayrıca, Özgecan'ı anma tezgahı da çok duyarlıydı.
Gezmek ve sonra dışarıdaki kahvede bir Türk Kahvesi yuvarlamak, güzel bir pazar etkinliği olabilir.
Keşifle kalın!
"Hadi pazara gidelim." bizde, hastayı yatağından kaldıran, yalnızca birkaç saat uyumuşken sabahın köründe yollara düşüren, asla "Canım istemiyor." veya "Sen git." diye cevap verilmeyen bir teklif.
Bunun doğal bir sonucu olarak pazarda ürün seçme yeteneği de bizde kuşaktan kuşağa aktarılır. Çünkü pazar yetenek gerektirir. Markaları tanımak, canavar gözlerle ürün üzerindeki defoları, kırıkları, eksiklikleri saptamak, yeni mi eski mi, orijinal mi sahte mi anlamak, kumaşın kalitesini dokunarak kavramak, gümüş mü değil mi anlayabilmek, çoğu çöp olan eşyaların arasında işe yararları kestirebilmek, değer biçebilmek ve pazarlık yapabilmek gerekir.
Bunların çoğunu başarırsanız, pazardan harika ve kimsede olmayan çok orijinal parçaları, gerçekten uygun fiyatlara kaparsınız; aksi halde, "Ay burada hiçbir şey yok." diye homurdanırsınız veya gerçekten kalitesiz şeylere bir dünya para harcayıp, eve bir sürü yayıntı taşımış olursunuz.
Ben nereye gidersem gideyim, mutlaka araştırma yaparken, gittiğim şehirde kurulan bir pazar var mı diye bakarım. Sebze pazarı, antika pazarı, bit pazarı hiç fark etmez. Yanımda annem varsa, keyif ikiye katlanır. İkimizin de en favori pazarı hiç şüphesiz Roma'daki Porta Portese. İtalya'nın her yerine bayılsak da, İtalya'ya gidip Porta Portese'ye uğramadan dönmeyi büyük günah kabul ediyoruz. (Bahsettiğim yazılar için buraya ve buraya.) Onun dışında Bademler Köyü'nde kurulan pazara ot ve sebze almak için sık sık gidiyoruz. Aklımızda hiç pazara gitmek yokken, tesadüfen yolumuza çıkan hiç bir pazarı da atlamıyoruz.
* Beşiktaş Pazarı
Bu haftasonu annem İstanbul'daydı. Benim evime çok yakın bir yerde kurulan Beşiktaş Pazarı'na gitmek için plan yapmamıza bile gerek yoktu. Tabii ki cumartesi sabahı ortalık henüz kalabalıklaşmadan erkenden Beşiktaş Pazarı'nın yolunu tuttuk.
Beşitaş Pazarı cumartesi günleri, Beşiktaş Evlendirme Dairesi'nin hemen karşısında kuruluyor. Alt katında peynir, sebze ve meyve satılıyor. Üst katında ev eşyaları ile kıyafetler. Oldukça büyük bir pazar. Kurulan tezgahların büyük bir kısmı, başında zaman harcamaya bile değmeyecek kadar kötü olmakla birlikte, toplamda üç veya dört tane mutlaka ziyaret edilmesi gereken tezgah var. İç çamaşırı, t-shirt, spor kıyafeti ve ev eşyası almak için. Bunların yerini bana hep soruyorsunuz; ama tarif etmesi gerçekten çok zor. Havalar biraz güzelleştiğinde kameram ile gidip bol bol fotoğraf çekip, bir Beşiktaş Pazarı haritası çizerek bunları paylaşacağım. :)
Fikir vermesi için bu haftaki ganimetlerimden bazıları. Salata süslemek için, sebze soyucu devasa açacak, çok şeker desenli porselen cezve ve yeniden yogaya başlama planlarımda kullanmak için aldığım spor üstler. Her biri 10 TL.
* Dolapdere Bit Pazarı
Dolapdere'de kurulan bu bit pazarı hakkında çok şey okumuş; ancak lokasyonu sebebiyle gitmeye bir türlü cesaret edememiştim. Annem ile bu pazar, "Gitsek mi?", "Muhtemelen sadece çer çöp vardır.", "Acaba tehlikeli olur mu?" tereddütleri yaşadıktan sonra, yanımıza kamera ve cüzdan almadan, paramızı cebimize koyup yola çıktık.
İyi ki gitmişiz, muhtemelen daha defalarca gideceğiz. En büyük pişmanlığım kameramı yanıma almamam oldu.
Bu pazarda tezgah filan yok. Herkes bir örtü sermiş elinde ne varsa bu örtünün üzerine dizmiş. Muhtelemen eşyaların bir kısmı çalıntı, bir kısmı çöpten çıkma, bir kısmı vefat edenlerin evlerinden dağılan eşyalar. Diğer yandan frapan şeyler bulmak da pekala mümkün. Mesela sanırım Swiss Otel bir dekorasyon değişikliği yapmış, bu gün pazarda Swiss Otel'in pek çok eşyası vardı.
Pazarın kitlesi oldukça enteresan. Bir yandan göç edip gelmiş ve anladığımız kadarıyla ev düzmeye çalışanlar, elinizi dahi sürmeyeceğiniz haldeki kettle gibi ev eşyalarını kovalıyorlar. Diğer yandan gayet kokoş teyzeler, çer çöp içinden tablo, çerçeve, antika şişeleri seçiyorlar.
Pazar gerçekten harika kareler verebilecek bir alan. Fotoğrafa meraklıysanız, alışverişi boşverin, direk fotoğraf çekmek için bu pazara gidin.
Pazardan çok güldüğüm iki kareyi de paylaşmak istiyorum. Birincisi sokağın ortasında duran tenis topu dolu kova, ikincisi de "doyuran geldi" isimli arabada cep telefonu satılması:
Benim bu pazardan ganimetlerim:
* Bomonti Antika Pazarı
Dolapdere'den sonra, Bomonti'deki Antika Pazarı'na gittik. Adının antika pazarı olduğuna bakmayın, satılanların çoğu antika niteliği olmayan eski eşyalar. Ve fiyatlarının, ederlerinden çok pahalı olduğunu da söylemeliyim.
Almanya'daki bir bit pazarından aldığım daktilonun fiyatını sırf merakımdan sordum, on katı fiyat çektiler. Yine aynı pazardan aldığımız bir retro çay seti vardı. Aynı setin tek bir bardağını bulduk bu pazarda. Bütün sete çaydanlığı dahil ödediğimiz paranın çok daha fazlasını yalnız tek bardak için istediler.
Bu fiyatlarla gerçekten satış yapabiliyorlarsa, biz de Avrupa'daki pazarlardan eşya toplayıp, bu pazarda bir tezgah açmaya karar verdik :)) Sonuçta %100'den çok kar ve seyahat için bahane demek!
Yalnız gezmesi gerçekten keyifli. Her şey düzgünce dizilmiş, güzel görünüyor. Ayrıca, Özgecan'ı anma tezgahı da çok duyarlıydı.
Gezmek ve sonra dışarıdaki kahvede bir Türk Kahvesi yuvarlamak, güzel bir pazar etkinliği olabilir.
Keşifle kalın!
9 yorum:
Böylesine içten bi pazar yazısı okumamıştım daha önce,bayıldım. Feriköy bit pazarı da hayal kırıklığı yaratmıştı bizde,fiyatlar hem çok pahalı hem eşyalar çok bakımsızdı.
Biz hükümet onaylı ve sertifikalı kredi borç veren firmamız, kişisel sizin borç temizlemek için% 2 şans faiz oranı, finansal yardım için anlaşmalı arıyoruz ilgilenen kişiler veya şirketlere sınai krediler arasında değişen krediler sunmuyor. Başlatın veya sizinle iş arttırmak bir Pound (£) verilen firmamız krediler kredi, dolar ($) ve Avro ile. Yani şimdi bir kredi için daha fazla bilgi için bizimle irtibata geçmelisiniz ilgilenen kişiler geçerlidir. Borçluların veri bilgileri doldurarak. Jenniferdawsonloanfirm20@gmail.com: via şimdi bize ulaşın
(2) Devlet:
(3) Adres:
(4) Şehir:
(5) Seks:
(6) Medeni Hali:
(7) Çalışma:
(8) Cep Telefonu:
(9) Aylık Geliri:
(10) Kredi Miktarı Gereken:
(11) kredi süresi:
(12) Kredi Amaç:
Biz işitme size yakında bekliyoruz olarak Anlayışınız için teşekkür ederiz.
E-Posta: jenniferdawsonloanfirm20@gmail.com
Merhabalar ilk fotonuzdaki turuncu renk cantanin fiyati ne kadardi ve tam olarak nerede satiliyodu bilgilendirirseniz cok sevinirim :)
Çok teşekkür ederim ayrıca siteme buyrun http://islamguzelahlaktir.blogspot.com/
Dolapdere candır gerisi heyacan��
Selam,
Eski model bilgisayarları hangi pazarlarda bulabilirim?
Selam Sedat,
Maltepe Zümrütevler Mahallesinde ki bit pazarında bir çok elektronik eşya bulabilirsin. Bu gün 150 tl ye 2 adet laptop aldım durumları yıpranmış ama biraz vakit geçirdikten kullanılabilir hale geliyor.
Sadece pazar günleri açık ve öğleden sonra 16:00 gibi kapatıyorlar bilgin olsun.
@Sinan Acır,
Selam,
Zümrütevler'i duymuştum; geçenlerde 2 kez gittim, tek sorun satın alacağınız yükler, uzaktan gelenler araçla gelmeli, ben otobüste çok eziyet çektim. :)
Çok güzel pazar, Teşekkürler.
Anadolu yakasındaki zümrütevler bit pazarı nisan 2018 itibari ile kaldırıldı. Tam yeri şuan için kesin olmamakla birlikte yine maltepede cezaevi cevresine kurulabilir lafları geçiyor. İlgilenenlere
Yorum Gönder