Ve bu sıcakta herkes ne kadar aptallaşıyor ve tahammülsüzleşiyor!
Bugün Beyoğlu Adliyesi'ne gitmem gerekti, adı Beyoğlu Adliyesi de kendisi Beyoğlu'nda değil(miş) aslında. Gidemedim, kayboldum, bir sürü de yol yürüdüm. Güneşin altında beynimin bir kısmı da buharlaşıp uçtu sanırım. Şikayet olarak anlaşılmasın, benim keyfim çok yerinde. Çünkü insanın aslında o sıcağa katlanabilmek için bütün ihtiyacı: i-pod ve buz gibi Sprite! Güneş gözlüğünü takıyorsun, güzel müziğini açıyorsun, buz gibi Sprite'ını yudumlarken, bir anda her yer herkes sana yabancı gelmeye başlıyor ve izlemesi çok eğlenceli oluyor. Sen Çeşme'de güneşleniyorum mooduna giriveriyorsun, halbuki Eminönü'ndesin. :)) Keşke üstün bir fotoğraf yeteneğim olsaydı da, benim gözümden gösterebilseydim dünyayı. Bazen yazmak yeterli olmuyor.
1) İç çamaşırının çok gereksiz bir şey olduğuna kesin olarak karar verdim. O olmadığında hem işler çok daha çabuk halloluyor, hem de sıcak daha katlanılır hale geliyor.
2) Türbanlıların başı açıklardan gizledikleri teknolojik-ötesi bir soğutucularının olduğuna inanmaya başladım. Ben üzerimde minicik efil efil bir elbise varken eriyorum, onlar nasıl uzun kollular, hırkalar, eşarplar altında durabiliyorlar gerçekten bir türlü anlayamıyorum.
3) Okuduğum kitabın son 10 sayfasının eksik olduğunu dehşetle fark ettiğimde bir daha korsan kitap almamaya karar verdim. Nee? Korsan kitap mı? Ihm şey ne de olsa Türküm, doğruyum, çalışkanım. :)
4) Dün bir arkadaşım "Carpe Diem yok! Spontanist kimlik yok! Plan var!" diye mesaj attığında çok gülmüştüm. "Spontanist kimlik" tamamen onun uydurduğu bir kelime ama bana cuk oturdu, acayip sevdim. Bu mesaj üzerine arkadaşıma hak vermiştim, bana getirdiği damla sakızlı Türk kahvesini bir aydır bir türlü içemiyor olmam benim plan yapma konusundaki yeteneksizliğim ve yapılmış planları ekme konusundaki üstün yeteneğimden kaynaklanıyordu. (Bu konudaki düşüncelerim için bkz: Planlanmış keyif? Hata kodu: 806544 )
Ama plansız herkesin daha çok eğlendiğinden de eminim. Çünkü bir plana uyma ısrarının yerini, canımız ne istiyorsa onu yapalım alıyor. Hatta Pembe Panjursuz Evli çıtır şöyle dedi: "Bebeğim seni en şuursuz ama şaşırtıcı bi şekilde en iyi organizatör seçiyorum :P Şoför beeeey burası iskele mi?"
Dün de öyle bir akşamdı. Bir sürü plan vardı, planlara uygun davranmak üzere karşıya geçip, bir arkadaşımla yemek yemek için buluştum. Yemek boyunca bana "Sen de beni bırak sinemaya git!" gibilerinden laf sokmalarının ve bunu kesinlikle tribal değil çok sempatik bir biçimde yapmasının sonucunda ve diğer etkenler eklenince hoooop bizim tamamen spontane çok eğlenceli bir gecemiz oldu.
Cihangir müdavimlerinin çok yakından bildiği Baykuş artık Cozy Lounge olmuş. Ben Cihangir'de beş sene yaşadıktan sonra Kozyatağı'na göçmüş biri olarak (yeniden Avrupa yakasına taşınıyorum gerçi, ayrıntılar coming soon!) epeydir Cihangir'e gitmemiştim. Özlemişim kendisini, insanlarını, atmosferini, havasını. Cihangir hala Cihangir ve başka hiçbir yer de Cihangir gibi olamıyor. Canlı müziğimizi dinledik, sohbetimizi ettik, keyiflendik.
5) Bu sıcaklarda insanın yemek yiyesi gelmiyor. Birkaç gündür sadece kahvaltı edebiliyorum. Sonra alkol insanın kafasını o kadar tatlı yapıyor ki aç (ama aç olduğunun farkına varamadığın) karnına içince... Oh la la! Bugün annemle telefonda konuşurken çok güldüm. "Ben bir duble rakıyla sarhoş olacak kadın mıydım?" dedi. Aynı sebepten... Sanırım sadece dış görünüşümüz (TIK ve TIK) benzemiyor onunla. :))
6) Blog yazmak eğlenceli bir şey. Ama blog sayesinde birileriyle tanışık olmak daha eğlenceli. Bu gün daha önce mailleştiğim, aynı kitabın sayfalarını okuduğum biriyle canlı canlı Taksim meydanında karşılaştık. Arkamdan gelen bir "Sezen?" sesi sayesinde. O kadar tatlı oldu ki! Kendisine bir kere de buradan öpücüklerimi iletiyorum.
7) Ben birinin gizli kalması gerektiğinde fotoğraflarda suratını karalamak yoluna giderken, bir arkadaşımın bu konudaki yaratıcılığına bayıldım. Kahkahalar attım fotoğraflara baktıkça... Çocuğu bir albüm boyunca Kermit yapmış!
8) Bir de bugün Teoman günü!! Sarhoş olsak ya kimiz unutsak ya yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya!
Foto: Party Party Party by ArtOfSmile
Bugün Beyoğlu Adliyesi'ne gitmem gerekti, adı Beyoğlu Adliyesi de kendisi Beyoğlu'nda değil(miş) aslında. Gidemedim, kayboldum, bir sürü de yol yürüdüm. Güneşin altında beynimin bir kısmı da buharlaşıp uçtu sanırım. Şikayet olarak anlaşılmasın, benim keyfim çok yerinde. Çünkü insanın aslında o sıcağa katlanabilmek için bütün ihtiyacı: i-pod ve buz gibi Sprite! Güneş gözlüğünü takıyorsun, güzel müziğini açıyorsun, buz gibi Sprite'ını yudumlarken, bir anda her yer herkes sana yabancı gelmeye başlıyor ve izlemesi çok eğlenceli oluyor. Sen Çeşme'de güneşleniyorum mooduna giriveriyorsun, halbuki Eminönü'ndesin. :)) Keşke üstün bir fotoğraf yeteneğim olsaydı da, benim gözümden gösterebilseydim dünyayı. Bazen yazmak yeterli olmuyor.
1) İç çamaşırının çok gereksiz bir şey olduğuna kesin olarak karar verdim. O olmadığında hem işler çok daha çabuk halloluyor, hem de sıcak daha katlanılır hale geliyor.
2) Türbanlıların başı açıklardan gizledikleri teknolojik-ötesi bir soğutucularının olduğuna inanmaya başladım. Ben üzerimde minicik efil efil bir elbise varken eriyorum, onlar nasıl uzun kollular, hırkalar, eşarplar altında durabiliyorlar gerçekten bir türlü anlayamıyorum.
3) Okuduğum kitabın son 10 sayfasının eksik olduğunu dehşetle fark ettiğimde bir daha korsan kitap almamaya karar verdim. Nee? Korsan kitap mı? Ihm şey ne de olsa Türküm, doğruyum, çalışkanım. :)
4) Dün bir arkadaşım "Carpe Diem yok! Spontanist kimlik yok! Plan var!" diye mesaj attığında çok gülmüştüm. "Spontanist kimlik" tamamen onun uydurduğu bir kelime ama bana cuk oturdu, acayip sevdim. Bu mesaj üzerine arkadaşıma hak vermiştim, bana getirdiği damla sakızlı Türk kahvesini bir aydır bir türlü içemiyor olmam benim plan yapma konusundaki yeteneksizliğim ve yapılmış planları ekme konusundaki üstün yeteneğimden kaynaklanıyordu. (Bu konudaki düşüncelerim için bkz: Planlanmış keyif? Hata kodu: 806544 )
Ama plansız herkesin daha çok eğlendiğinden de eminim. Çünkü bir plana uyma ısrarının yerini, canımız ne istiyorsa onu yapalım alıyor. Hatta Pembe Panjursuz Evli çıtır şöyle dedi: "Bebeğim seni en şuursuz ama şaşırtıcı bi şekilde en iyi organizatör seçiyorum :P Şoför beeeey burası iskele mi?"
Dün de öyle bir akşamdı. Bir sürü plan vardı, planlara uygun davranmak üzere karşıya geçip, bir arkadaşımla yemek yemek için buluştum. Yemek boyunca bana "Sen de beni bırak sinemaya git!" gibilerinden laf sokmalarının ve bunu kesinlikle tribal değil çok sempatik bir biçimde yapmasının sonucunda ve diğer etkenler eklenince hoooop bizim tamamen spontane çok eğlenceli bir gecemiz oldu.
Cihangir müdavimlerinin çok yakından bildiği Baykuş artık Cozy Lounge olmuş. Ben Cihangir'de beş sene yaşadıktan sonra Kozyatağı'na göçmüş biri olarak (yeniden Avrupa yakasına taşınıyorum gerçi, ayrıntılar coming soon!) epeydir Cihangir'e gitmemiştim. Özlemişim kendisini, insanlarını, atmosferini, havasını. Cihangir hala Cihangir ve başka hiçbir yer de Cihangir gibi olamıyor. Canlı müziğimizi dinledik, sohbetimizi ettik, keyiflendik.
5) Bu sıcaklarda insanın yemek yiyesi gelmiyor. Birkaç gündür sadece kahvaltı edebiliyorum. Sonra alkol insanın kafasını o kadar tatlı yapıyor ki aç (ama aç olduğunun farkına varamadığın) karnına içince... Oh la la! Bugün annemle telefonda konuşurken çok güldüm. "Ben bir duble rakıyla sarhoş olacak kadın mıydım?" dedi. Aynı sebepten... Sanırım sadece dış görünüşümüz (TIK ve TIK) benzemiyor onunla. :))
6) Blog yazmak eğlenceli bir şey. Ama blog sayesinde birileriyle tanışık olmak daha eğlenceli. Bu gün daha önce mailleştiğim, aynı kitabın sayfalarını okuduğum biriyle canlı canlı Taksim meydanında karşılaştık. Arkamdan gelen bir "Sezen?" sesi sayesinde. O kadar tatlı oldu ki! Kendisine bir kere de buradan öpücüklerimi iletiyorum.
7) Ben birinin gizli kalması gerektiğinde fotoğraflarda suratını karalamak yoluna giderken, bir arkadaşımın bu konudaki yaratıcılığına bayıldım. Kahkahalar attım fotoğraflara baktıkça... Çocuğu bir albüm boyunca Kermit yapmış!
8) Bir de bugün Teoman günü!! Sarhoş olsak ya kimiz unutsak ya yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya!
Foto: Party Party Party by ArtOfSmile
1 yorum:
sıcakta yürümek zordur
hele ki beyoğlunun o dar ve taş kaldırımlarda
bir de kalabalıksa eğer bittin demektir
Ama herşeye rağmen İstanbul'un cennettir.
Mardin'de asker olan biri olarak
bana inanın (:
Yorum Gönder