06 Eylül 2016

Yogitalar Keşifte: Büyükada ve Heybeliada

İnsanın hayatında çeşitli dönüm noktaları vardır ya; benimkilerden biri kesinlikle İstanbul'a taşınmam.

İstanbul'a taşındığımda on sekiz yaşındaydım. Büyük hayallerim, büyük hırslarım ve sarsılmaz olduğuna içtenlikle inandığım doğrularım vardı. Aynı zamanda şimdi geriye dönüp de o yıllardaki fotoğraflarıma baktığımda utandığım, çok kötü bir saç rengim, üniversite sınavlarına hazırlandığım yıllarda zihnim açılsın diye yediğim şekerli şeyler yüzünden fazla kilolarım ve korkunç kıyafetlerim...

Aradan geçen on iki senede, bu şehir benim içimden bambaşka bir kadın çıkardı. Bütün bildiklerimi unuttum, yepyeni şeyler öğrendim. Bu şehrin sokaklarında çok eğlendim, çok aşık oldum, çok harika insanlar tanıdım, harika hikayeler olarak anlatılabilecek milyonlarca an yaşadım.

Bir yandan Teoman'ın şarkısında olduğu gibi "Bir şehri tam kalbinden beyninden vurup gitmek var aklımda."; diğer yandan çok istediğim bir seyahate bile çıkarken, uçağın camından aşağı baktığımda ışıl ışıl şehir arkamda kaldığımda içime bir hüzün oturacak kadar büyük aşığım bu şehre.

Yıllardır keşfede keşfede bitiremediğim bu şehirdeki harika keşif eşlikçilerimden biri de sevgili yogitam. Periyodik bir düzene oturtamamış olsak da, fırsat buldukça kendimize bir istikamet belirleyip, İstanbul'un bir semtinin sokaklarında turist gibi geziyoruz. Kendi şehrimizde değilmiş gibi, hiç bir yere acelemiz olmadan, tam bir farkındalıkla, binlerce fotoğraf çekerek...

En son iki ay kadar önce Yeldeğirmeni'ni keşfetmiştik; geçen haftasonu da rotamızı Adalar'a çevirdik.



Cumartesi sabahı, haftasonu bir güne göre oldukça erken sayılabilecek bir saatte uyanıp, mihaliç peyniri ve incirden oluşan bir mini kahvaltı (tatlı ve tuzlunun bir araya gelmesine bayılıyorum) yaptıktan sonra, yogitamla 8:30'da Beşiktaş İskelesi'nde buluştum.

(Bu arada bilmeyenler için faydalı bir ara not: İDO Kabataş İskelesi bir süre kapalı olacağından, bütün deniz otobüsleri Beşiktaş'tan kalkıyor.) 

İlk deniz otobüsüne binip, görüşmediğimiz sürede neler olduğunun havadislerini birbirimize vererek Büyükada'ya geçtik. Eskibağ Teras - Paradiso Cafe'ye gitmek istiyorduk kahvaltı için. Elimizdeki haritaya göre, adanın arka tarafında oldukça uzak bir mesafedeydi ve çok acıkmıştık. O yüzden bir fayton bulup, bizi oraya ne kadara götüreceklerini sorduk.


Faytoncular bize şaşırdı, biz onlara. Onlara göre sahilde bir sürü kahvaltı edilecek yer vardı, neden oraya gidiyorduk ki? Bize göre, para kazanabileceklerken neden uzatıyorlardı ki? 

Sahildeki bütün mekanlar bir saat sonra, çoluğunu çocuğunu kapmış bol gürültülü aileler ve gürültü bakımından onlardan hiç bir eksiği olmayan Arap turistlerle dolu olacaktı. Haftasonu kahvaltımıza öyle bir ortamda başlamak istemediğimize emindik. Böylece faytoncu abilerin "Taş Ev" olarak adlandırdığı, Eskibağ Teras'a doğru yola çıktık. 


Faytonun arka koltuğuna kurulup, gittikçe güzelleşen manzarayı izlerken, yani daha hiç bir şey yapmadan "Ne iyi yaptık da geldik." demeye başlamıştık bile!





Biz fotoğraf çekmekle ve çeşitli esprilerimize gülmekle meşgulken, faytoncu abi "Geldik." dedi. Girişteki bir kaç basamağı indiğimiz anda, içeri giren ilk ve bol neşeli müşteriler olmamızın etkisiyle, mekan sahipleri oturdukları yerden kalkıp, elimizi sıkarak ve iltifatlar ederek bizi en uçtaki harika manzaralı bir masaya oturttular.



Ardından da kahvaltılıklarımız önümüze gelmeye başladı. Çok sıra dışı bir şey yoktu; sunum da fotojenik olacak bir şıklıkta değildi; ama menemen, peynirler, reçeller ve tereyağı ile oldukça doyurucu bir kahvaltı ettik. 

Kahvaltıdan sonra manzaraya karşı bir de Türk kahvesi yuvarladık. Türk Kahvemi içerken aklımda tabii ki, kendisine bakılan fala gönderme yaparak, beni ziyarete İstanbul'a geldiğinde "bakarsın beklenenden daha uzun kalırım." diye takılan Fransızım vardı. Hemen bir fotoğraf çekip yolladım ona, "Beni oraya geri uçmak istemekten öldüreceksin." yazdı hemen. Ağzım kulaklarımda mırıldandım, "Harika, çünkü istediğim tam olarak bu." Ardından kendisine hazırladığı nefis kahvaltı masasının fotoğrafını yolladığında, gurur duyup, "Hey, bakıyorum artık sen de her şeyin fotoğrafını çekmeye başlamışsın." dediğimde, "Sadece sana özel." cevabını alınca, günün geri kalanını harika geçirmeme yeter flört dozumu tamamlamıştım.




Merdivenlerden aşağı plaj yazan kısma indik. Hava güneşlenilecek kadar güneşli değildi; bu yüzden burada biraz zaman geçirdikten sonra, önce bütün o merdivenleri çıktık, sonra da meydana kadar bütün o faytonla geldiğimiz yolu geri yürüdük. Yaklaşık bir saat süren bu maratonumuz sona erdiğinde, yanımızdan birkaç kere geçmiş faytoncu abiler "Bütün adayı yürüdünüz maşallah!" diye takılıyordu bize.





Artık filtre kahve içerek dinlenme zamanımız gelmişti. Bunun için adresimiz DUT Coffee Shop oldu. Büyükada meydana çok yakın yerde konumlanan bu kahveci, merkezi konumuna rağmen, bir ara sokakta olduğundan dışarıdaki masaları oldukça sakin ve keyifliydi. Güzel dekore edilen sokak kısmında, leziz görünen tatlılara karşı irade sergileyip, güzel kahvelerimizi içtik.


Büyükada'da günün geri kalanını geçirseydik, bir zamanlar harika bir gece geçirdğimiz Fıstık Ahmet'in yerinden yana tercih yapardık; ama Büyükada çok kalabalık olmaya başlamıştı. Bu yüzden, tekrar vapura binip Heybeliada'ya gittik.



Tasarım butiği olan Ya Da'yı bulmak için adada bir yürüyüş yaptıktan sonra, Ya Da'nın kapandığını, oranın artık bir sahaf olduğunu fark ettik. Hala birkaç Ya Da tasarım defter satılıyordu, içeride harika plaklar satılıyordu, Türk Filmlerinden karelerle nefis kartpostallar yapmışlardı. Orada biraz alışveriş yaparak vakit geçirdikten sonra, "Gündüz rakısı zamanı geldi mi?" bakışı attık birbirimize.

Kesinlikle evetti!


Hemen sahildeki Heyamola'ya gittik. Deniz börülcesi, kırmız biberli yoğurt, közlenmiş patlıcan, soslu levrek, cevizli ve yoğurtlu havuç gibi mezeler önümüze dizilirken, rakılar bardaklara dolarken, "Sıradaki şarkı sana.", "Sonraki şarkı sana." gibi şarkı falları bakarken, o kadar keyifliydik ki!




Yediğimiz her meze gerçekten taze ve lezzetliydi. "Kahve içmeden hayatta bırakmayız." diye tutturan personel de çok tatlıydı. "Alacağımız olsun." diyerek, kahvemizi içmek için Luz Cafe'ye gittik.


Çok şık servis edilen kahvelerimizi yudumlarken, önümüzden faytonlar geçerken, içerisi her yanı kurcalama arzusu uyandıran ıvır zıvırlarla dolu bir ev olan Luz Cafe'de güneşi batırdık.

Beşiktaş sahiline adım attığımızda, saat 8:00 olmuştu. Bir yogitalar keşif günü daha arkamızda kalmıştı. Yine çok keyifli geçen saatlerle dolu. Eve gidip kıyafetlerimi değiştirip, 90'lar Türkçe pop dolu, sabah güneş doğumuna kadar sürecek çok eğlenceli bir geceye başlayacağımı o sırada henüz bilmiyordum.



Tek bildiğim İstanbul'da turist olmaktan hiç bir zaman vazgeçmemek gerektiğiydi.
Bütün bahsettiğim bu adresleri bir kenara not edin, soğuklar henüz şehre bastırmadan kalkın Adalar'a gidin. Neden daha sık gelmiyoruz ki buralara, diye düşüneceğinize bahse girerim.

Bir sonraki "Yogitalar Keşifte" günümüz için hangi semti tavsiye edersiniz? :)

Kendi şehrinizde turist olarak kalın!

6 yorum:

Unknown dedi ki...

İyi günler ben Josef Lewis. Saygın, meşru ve akredite bir borç veren. Her türlü krediyi çok hızlı ve kolay bir şekilde veriyoruz, Kişisel Kredi, Araç Kredisi, Ev Kredisi, Öğrenci Kredisi, İşletme Kredisi, Mucit kredisi, Borç Konsolidasyonu. vb

Bugün bir iş veya kişisel krediler için onay alın ve aynı hafta içinde para alın. Bu kişisel krediler krediniz ne olursa olsun onaylanabilir ve bu iddiayı destekleyecek çok sayıda mutlu müşteri vardır. Ancak sadece ihtiyacınız olan kişisel krediyi elde edemezsiniz; en ucuz olanı alacaksın. Bu bizim sözümüzdür: Ücretsiz teminat faydaları olan tüm krediler için en düşük oranı garanti ediyoruz.

Müşterilerimin beklentilerini, yaptığım her şeyde aşarak olumlu bir izlenim bırakmaya çalışıyoruz. Amacımız, sizlere en kaliteli hizmeti zamanında sunarken, saygınlık ve saygıyla davranmaktır. Sosyal güvenlik yok Gerekli sayı ve kredi kontrolü gerekli değil,% 100 Garantili. Bir kredi ile ilgileniyorsanız ve dolandırıcılıktan arınmışsanız aşağıdaki detayları kullanarak derhal yanıt veriniz ..

Email: progresiveloan@yahoo.com
Çağrı / WhatsApp: +16626183756
Web sitesi: https://progresivefunding.wordpress.com

Adsız dedi ki...

Bu, böbrek satmak isteyen herkese açık bir ilan, böbrek nakli ihtiyacı olan hastalarımız var, bu nedenle böbrek satmakla ilgileniyorsanız, lütfen iowalutheranhospital@gmail.com adresindeki e-posta adresimizden bizimle iletişime geçin.
Ayrıca +1 515 882 1607 numaralı telefondan whatsapp'ı arayabilir veya bize yazabilirsiniz.

NOT: Güvenliğiniz garanti altındadır ve hastamız, onları kurtarmak için böbrek bağışı yapmayı kabul eden herkese büyük miktarda para ödemeyi kabul etmiştir. Sizden haber almayı umuyoruz, böylece bir hayat kurtarabilirsiniz.

Joyce Hillary dedi ki...

Bir işletme kredisi, kişisel krediler, konut kredisi kredileri, araç kredileri, öğrenci kredileri, konsolidasyon için teminatsız krediler, proje finansmanı vb. Mi arıyorsunuz? Kredi için doğru çözümleriz! Şirketlere ve bireylere% 2 faiz oranı düşük ve uygun fiyatlı krediler sunuyoruz. Bu nedenle, acil ve güvenli bir krediyle ilgileniyorsanız. Daha fazla bilgi için, lütfen bugün bize e-posta gönderin: Via: Elegantloanfirm@hotmail.com.

Adsız dedi ki...

Bu Mayo Clinic'ten genel bir mesajdır ve böbrek satın almakla ilgileniyoruz, eğer bir böbrek satmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki e-posta adresimizden doğrudan bizimle iletişime geçin.
mayocareclinic@gmail.com
Not: Bu güvenli bir işlemdir ve güvenliğiniz garanti edilir.
Daha fazla bilgi için lütfen bize bir e-posta mesajı gönderin.

Unknown dedi ki...

Benim adım Rusya'dan Bayan Nadia Albert, Ve ben bugün Kredi ödünç alan Bay Russ Harry'nin yardımıyla mutlu bir kadınım. Kredi arayan herkesi bu Kredi şirketine yönlendireceğim. Bana ve aileme mutluluk verdi, 2 çocuklu bekar bir anne olduğum için hayatımın her yerine başlamak için 500.000,00 dolarlık bir krediye ihtiyacım vardı. 500.000,00 ABD Doları, düşük bir oranda. O, Tanrı'dan korkan bir adamdır, eğer krediye ihtiyacınız varsa ve krediyi geri ödeyecekseniz lütfen onunla iletişime geçin E-posta yoluyla Elegantloanfirm@hotmail.com / Whatsapp numarası + 393511617486

Bruce Davids dedi ki...

Ferratum Kredileri

Ferratum ABD, 318, 25 Goodlass Rd, L24 9HJ,
Amerika Birleşik Devletleri.
+1 (754) 2417166, ferratum.loans@gmail.com

Herkese merhaba, şu anda ciddi bir mali kriz içindesiniz. Krediye ihtiyacınız var mı? Banka tarafından reddedildiniz ve tüm ihtiyaçlarınızı karşılayacak bir kredi mi istiyorsunuz? - Sorun değil. Mali durumunuz ne olursa olsun. Size özel eğitim amaçlı ipotek kredileri, ticari krediler, özel krediler ve krediler sunabiliriz.
Sorular / Destek? - E-posta (ferratum.loans@gmail.com) (+17542417166) ve birkaç saat içinde yanıt alın.

1 ila 30 yıl (12 -360 ay) kredi süresi için çok düşük% 3 faiz oranıyla finansal sorunlarınızı çözmeniz için 5000 ila 200 milyon $ arasında bir kredi ile size yardımcı olabiliriz. Bu finansman programı, müşterinin bizimle bir kredi aldıktan sonra kredi süresi boyunca düşük bir faiz geri ödemesinden yararlanmasını sağlar. Finansal özgürlüğünüz sizin elinizde!
Sizden haber almak isteriz! Herhangi bir endişeniz varsa veya açıklama yapmak istiyorsanız, lütfen aşağıdaki iletişim bilgileri ile bize ulaşın
Eposta: ferratum.loans@gmail.com
Whatsapp / Çağrı; +1 (754) 2417166

Pinterest'im

Instagram'ım