18 Eylül 2008

Fight Club'ın yazarından sekskolikler


Bir kitap düşünün, okumaya başladığınızda sizi okumaktan vazgeçirmeye çalışıyor. "Sonra her şey daha kötü olacak" diye defalarca uyarıyor. Seks, sümük, göt, hastalık, bağımlılık, algı ve ölümle dolu bir kitap bu!
Yazarı çok tanıdık; Fight Club'ın yazarı Chuck Palahniuk bu sefer de fazla düzenli bulduğu kendince protesto eden bir annenin sekskolik oğlunu anlatıyor.
Bir yandan "Yok artık!" dedirtiyor, diğer yandan heyecanla okutuyor kendini. Elektrik süpürgesinin ağzına tozlar dolup emme gücünü azaltmasın diye girişinin biraz gerisine bu tozları parçalayıcı döner bıçak konulunca penisi parçalanmış şekilde adamların hastaneye koşması, uçaklarda tuvalet kapılarını kilitlemeyen sekskolikler, tecavüz bağımlısı kadının potansiyel tecavüzcüye verdiği "getirilecekler listesi", mastürbasyon yapmamak için çıkıp şehirde kocaman bir kaya arayan ve bulduğunda onu eve taşıyan bir adam, hangi kitapların tuvaletlerinde hangi pozisyonların uygulanabileceği ve daha nicesi bu kitapta!
TIKANMA, Chuck Palahniuk, Ayrıntı Yayınları ( Yeraltı Edebiyatı), 15 YTL, 231 sf.
Kitaptan bazı parçalar:
- Seks bağımlıları, devamlı seks yapmaktan ötürü vücudun salgıladığı bir maddenin bağımlısı oluyor. Orgazm olunca vücut endorfin salgılıyor, bu da acıyı hafifletir ve insanı sakinleştirir. Seks bağımlıları aslında seks değil, endorfin bağımlıları. Bir seks bağımlısı açısından karşısındakinin göğüsleri, penisi, klitorisi, dili veya kıç deliğinin her zaman kullanıma hazır şekilde zulada tutulan bir vuruşluk eroinden farkı yok.
- Bu cesur, nazik, kendini bir davaya adamış birnin hikayesi değil, asla aşık olmayacağınız birinin hikayesi.
- Aptal çocuğu ilgilendirenşey pornografinin seks kısmı değildi. Çocuğu ilgilendiren kendine güvendi. Cesaretti. Bütünüyle utanmazlıktı. Rahat ve içten gelen dürüstlüktü.
-İnsanlar dünyanın güvenli ve düzenli bir yer olması için yıllarca çalışırlardı. Ama hiç kimse bunun ne kadar sıkıcı olabileceğinin farkında değildi. Bütün dünyanın parsellendiğini, hız limitleri konulduğunu, bölümlere ayrıldığını, vergilendirildiğini ve düzenlendiğini, bütün insanların sınavlardan geçirildiğini, fişlendiğini, nerede oturduğunun, ne yaptığının kaydının tutulduğunu düşünün. Hiç kimseye macera yaşatacak bir alan kalmadı, satın alınabilenler hariç. Lunaparka gitmek, film izlemek gibi. Ama bunlar sadece sahte heyecanlardı. Gerçek heyecan yok, eğlence, keşif, buluş yok.
- (Bir seks bağımlısı uçaktaki tuvalette çıplak beklemesinin açıklaması olarak) Bunu yapıyorum; çünkü kendimi iyi hissediyorum. Belki niye yaptığımı aslında bilmiyorumdur. Katilleri idam etmelerinin sebebi de buna benzer bir şey. Çünkü insan bazı sınırları aşınca aynı şeyi tekrar tekrar yapmak istiyor.
Çünkü bazı çizgileri geçtikten sonra hep geçmek istersiniz. Ve devamlı kaçmaktan kaçış yoktur. Kendimizi şaşırtırız. Yüzleşmekten kaçınırız. Anı yaşarız. Otuzbir çekeriz. Tv izleriz. Reddederiz.
- Sağlıklıyız, genciz, uyanık ve canlı insanlarız. Olaya böyle bakarsan hangisi daha normal?

PS: Kitabı keşfeden, bana anlatan, sonra da ödünç veren, ev talıma faslıma bambaşka bir dünyayı taşıyan Özge'me kocaman teşekkür : )

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım