Erkeklerde nasıl bilmiyorum; ama kadınlar bazı günler kendini tanrıça gibi hisseder. Cildi, gözünün içi parlar, ne giyse üzerinde güzel durur, hiçbir sebep olmasa da yolda yürürken bir melodi mırıldanacak kadar keyifli olur, her işi yolunda gider, bütün işleri hesapladığından kolay ve kısa sürede hallolur, gün biter enerjisi bitmez.
Bazı günlerde de tam tersine sabah o yataktan kalkmak inanılmaz zor gelir, çarşafa dönüşüp bütün gün yatmak ister, kalkıp aynaya baktığında mutlaka kendisine olan sevgisini azaltacak bir şey görür ve aman yarabbim o gün bir türlü bitmek bilmez!! Benim için geçen haftaiçindeki her gün böyleydi, cuma günü işten çıkınca kendimi doğrudan eve attım. Şarj olmam lazımdı, dergiler, eğlencelik romanlar, aburcubur ve kahve ile keyif çatıp cumartesi günü erkenden keyifle, enerjiyle uyandım.
Öğlene kadar "Mushaboom'da temizlik zamanı!" ilan ettim, sonra güzelce duşumu alıp, güneşin cilvesine dayanamayıp kendimi Nişantaşı'na attım. Yogita ile birlikte Cafe Nero'nun güzel bahçesinde güneşin tadını çıkararak, filtre kahvelerimizi yudumlayarak sohbet ettik. Canımız tatlı bir şeyler çekmişti, ne yesek diye düşünürken oldukça davetkar görünen balkabaklı cheesecake'ten yana tercihimizi kullandık. Lezizzz, mutlaka ve mutlaka tadın.
Sonra da mağazaları gezmeye başladık. İndirim olmayınca, üstelik bir de daha evde daha poşetinden bile çıkmamış kıyafetler bulununca alışveriş yapmak o kadar da eğlenceli olmuyor.
Derkeeen uzun zamandır önünden geçtiğim bir türlü içine girip kurcalama fırsatı bulamadığım bir mağazaya daldık: Brands For Less. Küçük bir mağaza burası sağlı sollu iki askıda bir sürü elbise var. Çoğu düğünlerde, davetlerde mezuniyetlerde giymelik, bazıları da işe bile giyilebilek kıvamda. Ve bu elbiseler DKNY'den Lanvin'e kadar aklınıza gelebilecek bütün iyi markaların etiketlerini taşıyorlar. Ve fiyatları normalin çok altında: İki Mango elbise yerine bir adet Karen Miller almak mümkün! Tek dezavantajı bedenler çok sınırlı. Özel davetlerden önce mutlaka uğranması gereken yerlerden biri olarak yazdım ben aklıma. Adresini sorarsanız, Teşvikiye'deki House Cafe'nin arasından giden yolu takip edin sol tarafta görürsünüz.
Brands For Less'ten şimdilik elimiz boş çıktık, ama alışverişten elimiz boş dönmedik tabii ki.Bir de Sunseeker'da 7 dakikacık solaryuma giriverdikten sonra (19 Mayıs tatiline hazırlık olsun diye) açlıktan ölmek üzere olduğumuzu fark edip, Hardal'a oturduk. Atiye Sokak trafiğe kapandığından beri ayrı bir keyifli oldu; ama oturacak yer bulmak da şansa kaldı.
Hardal benim için Asmalımescit'te UpLounge'a çıkmak için içinden geçtiğimiz bir yerdi sadece. Hiç bir şey yiyip içmek için gitmemiştim daha önce. Tercihimi Meksika mutfağından yana yapıp tavuklu quesadillia yedim, oldukça lezzetliydi. Sadece sosların altına yeşillik doldurup, üzerini sos ile kapatıp dolu dolu sos veriyormuş gibi yapmaları bana gereksiz geldi. Mantı-mania'lardansanız iki yanında Casita varken gözünüz Hardal'ı görmez muhtemelen; ama Hardal da Nişantaşı'nda karın doyurmak için iyi bir adres olmuş.
Geceye DADA'nın nefis bahçesinde, Blush yudumlayarak başladık, sakin başlayan gece, s14'te farklı konseptlerde iki doğum günü partisiyle devam edince eğlence sabah bitti. Uzun zamandır akşamdan kalma halde güneşi görmüyordum, özlemişim. :)
Hal böyle olunca sansüre karşı yürüyüş yalan oldu, mışıl mışıl uyudum. Giden herkesin ayağına sağlık.
Hepimize güzel bir hafta olsun. Sonunda yüzünü gösteren güneş hiçbir yere kaçmasın. Amin!
Foto 2: Tadıyorum'dan.
1 yorum:
Merhaba,
Starbucks Cevahir Meydan Mağazamız ile ilgili değerlendirmeniz bizi çok mutlu etti.
Sizi mağazamızda ağırlamaktan her zaman mutluluk duyarız. Kahve keyfinizin daim olması dileğiyle...
Deniz Kaya
Starbucks Türkiye
Yorum Gönder