28 Nisan 2011

Benim Şişme Bebeğim (!)

Uzun zamandır izlenmeyi bekleyen filmlerimden biriydi Şişme Bebek. Aldığım günden beri Aşk dahil, herkesin benimle şakalaşma konusu olan bu filmi sonunda izlemeye fırsat buldum.

Eski sevgilisinin yokluğuna dayanamayan bir adam, kendisine bir şişme bebek alıp eski sevgilisinin adını koyar ve bu şişme bebek ile yaşamaya başlar. Akşamları yemek yerken karşısına oturtup o gün neler yaşadığından bahseder, yıkar, süsler, sevişir, üşümesin diye üstünü örter... Ve bu şişme bebek sahibinin işe gitmek için evden çıktığı bir gün canlanır, dünyayı keşfetmeye başlar.Hatta kendisine bir video kiralama dükkanında iş bulur. Ancak bu sürede geceleri eve gelip, kendi kendisine bir şişme bebek olduğunu hatırlatıp, aynen eskisi gibi cansız gibi davranmaya devam eder.

Aynen küçük bir çocuk gibi suya, şişelere, her türlü yeni eşya ve bilgiye korkunç bir merak duyarken, bir yandan da insanları gözlemleyip taklit ederek onlardan biri olmaya çalışır.

Film, adının verdiği muzur mesaja rağmen, çok hüzünlü. Detaylar insanın içini acıtıyor, bir yandan da başarılı bir toplumsal eleştiri ile yüzyüze bırakıyor. Yavaş tempolu, sıradışı konulu, görsel olarak zengin filmleri sevenerdenseniz, DVD alışveriş listenize +1!


1 yorum:

. dedi ki...

En yakın zamanda izlemek istiyorum ama benim de aklıma ilk Japon işi geliyor. Fatma Girik ve Kemal Sunal ın o yüzden umarıms filmin duygusuna çabuk girerim de böyle serbest çağrışımlarla güzelim filmi mok etmem.
Sevgiler

Pinterest'im

Instagram'ım