Gözlerini alarm çalmadan açıyorsun.
"Yoksa alarm çaldı da ben kapatıp uyumaya devam mı ettim, saat kaç?" paniği ile fırlıyorsun yataktan.
Yok, paniğe hiç gerek yok. Daha çok erken.
Güzel bir duş alıyorsun, tatildeymiş gibi hissettiren hindistan cevizi kokularına bulanıyorsun, bir filtre kahve yapıyorsun. İtalya'dan getirdiğin filtre kahveler bittiğinden beri, yaptığın kahveler bütün evi kokutmuyor. Ama kahveyi her türlü seviyorsun.
Cuma gününün rahatlığına aykırı giyiniyorsun, bayılıyorsun topuklu ayakkabı giymeye. "Style before comfort" mottosu geliyor aklına, nerede okuduğunu hatırlayamıyorsun. Gerek de yok zaten.
Kuaföre iniyorsun, o ayakta uyuyor. "Hızlı bir günaydın olsun, bir saatte dip boya ve fön yetişir mi?" diye soruyorsun. Yetişiyor.
Gidiyorsun. Yeni iş yerin olacak ofise...
Bir mekana girdiğinde hissettiklerin senin için önemli. Alacağın evi de öyle seçmiştin zamanında, içine girdiğinde nasıl hissettiğine bakarak. Bir kere daha yoklamış oluyorsun, hisler olumlu.
Karşılıklı oturuluyor, imzalar atılıyor. Çıkıyorsun. Güzel hisler içindesin.
Eski ofisinden özlediğin arkadaşlarınla buluşacaksın öğle molasında. Oturup beklemeye başlıyorsun. Bir sigara yakayım diyorsun, çakmağın yok. Yan masadan istiyorsun. Adam gülerek iki çakmağını uzatıyor, "Hangisini beğendiyseniz hediyem olsun". Olumlu bir işaret olarak alıyorsun, bunu.
Sonra kendi kendine gülüyorsun, bu gün biraz acayipsin; "his"ler, "işaret"ler...
Eski ofis arkadaşlarını özlemişsin, iyi geliyor onları görmek.
Kalkıyorsun. Eve geliyorsun. Valizini kapatıyorsun. Haberlerde görüyorsun, Heathrow havaalanı bütün uçuşlara kapanmış. Ucuz uçak bileti almak işe yaradı; sen Stansed'e uçuyorsun.
Bazı günler kısa cümleleri daha çok kullanıyorsun. Özellikle de içinden kelimelerin fışkırmadığı, tam tersine hadi yazayım diye oturduğun günlerde.
Yine gidiyorsun.
İstikamet Londra, Field Day Festivali.
Geride kalanlara Joana Avillez'in Refinery29 için çizdiği festival konseptli çok şeker ilüstrasyonları bırakıyorsun."Yoksa alarm çaldı da ben kapatıp uyumaya devam mı ettim, saat kaç?" paniği ile fırlıyorsun yataktan.
Yok, paniğe hiç gerek yok. Daha çok erken.
Güzel bir duş alıyorsun, tatildeymiş gibi hissettiren hindistan cevizi kokularına bulanıyorsun, bir filtre kahve yapıyorsun. İtalya'dan getirdiğin filtre kahveler bittiğinden beri, yaptığın kahveler bütün evi kokutmuyor. Ama kahveyi her türlü seviyorsun.
Cuma gününün rahatlığına aykırı giyiniyorsun, bayılıyorsun topuklu ayakkabı giymeye. "Style before comfort" mottosu geliyor aklına, nerede okuduğunu hatırlayamıyorsun. Gerek de yok zaten.
Kuaföre iniyorsun, o ayakta uyuyor. "Hızlı bir günaydın olsun, bir saatte dip boya ve fön yetişir mi?" diye soruyorsun. Yetişiyor.
Gidiyorsun. Yeni iş yerin olacak ofise...
Bir mekana girdiğinde hissettiklerin senin için önemli. Alacağın evi de öyle seçmiştin zamanında, içine girdiğinde nasıl hissettiğine bakarak. Bir kere daha yoklamış oluyorsun, hisler olumlu.
Karşılıklı oturuluyor, imzalar atılıyor. Çıkıyorsun. Güzel hisler içindesin.
Eski ofisinden özlediğin arkadaşlarınla buluşacaksın öğle molasında. Oturup beklemeye başlıyorsun. Bir sigara yakayım diyorsun, çakmağın yok. Yan masadan istiyorsun. Adam gülerek iki çakmağını uzatıyor, "Hangisini beğendiyseniz hediyem olsun". Olumlu bir işaret olarak alıyorsun, bunu.
Sonra kendi kendine gülüyorsun, bu gün biraz acayipsin; "his"ler, "işaret"ler...
Eski ofis arkadaşlarını özlemişsin, iyi geliyor onları görmek.
Kalkıyorsun. Eve geliyorsun. Valizini kapatıyorsun. Haberlerde görüyorsun, Heathrow havaalanı bütün uçuşlara kapanmış. Ucuz uçak bileti almak işe yaradı; sen Stansed'e uçuyorsun.
Bazı günler kısa cümleleri daha çok kullanıyorsun. Özellikle de içinden kelimelerin fışkırmadığı, tam tersine hadi yazayım diye oturduğun günlerde.
Yine gidiyorsun.
İstikamet Londra, Field Day Festivali.
Field Day ne oluyor ki, diye soranlar için de sahne alacak iki gruptan iki güzel şarkı:
Keyifle kalın!
3 yorum:
İyi eğlenceler, mutlu hafta sonları olsun..
Bu bloğa gelince de aynen öyle hissediyorum, içinde huzur bulduğum evime girmiş gibi..
@Sebahat Türkmen: Çooook teşekkürler, hepimize her gün çok keyifli olsun!* =)
@Deniz Evin İrdem: Bu blog ile ilgili duyabileceğim en güzel şeylerden biri bu! Ne güzel bir benzetme, bayıldım, çok teşekkür ederim. Öperimmm
Yorum Gönder