27 Ağustos 2009
Merhaba İstanbuL!
Seyahat etmeye bayılıyorum. Genç ve enerji dolu bir hatun olarak 3-5 günlük paket turlarla seyahate de, "herşey dahil" otel fasıllarına da katlanamıyorum. Bu yüzden de her yaz tatilim için konseptli bir seyahat ayarlamaya çalışıyorum. Work&travel ile Amerika ve interrail ile Avrupa turundan sonra, bu sene SU (summer university) ile Yunanistan yaptım.
Üçünde de çok güzel zaman geçirdim, bambaşka şehirler keşfettim ve ilginç insanlarla tanıştım. Ama bu seferki biraz farklıydı. Çünkü work&travel'da da interrail'de de yanımda yakın arkadaşlarım vardı. Bu sefer İstanbul'dan yola bir başıma çıktım. İki hafta boyunca farklı ülkelerden insanlarla birlikte duşa girdim, birlikte uyudum, birlikte yemek yedim, birlikte eğlendim, birlikte dans ettim... Ve dönerken kendimi inanılmaz eksik ve buruk hissettim.
Normalde tatilin sonunda evime dönmeye bayılırdım. Bir an önce keşfettiklerimi yazmak, fotoğraflarımın tamamını yüklemek, özlediğim arkadaşlarımla buluşmak için sokağa çıkmak, ben yokken olup bitenleri yakalamak, bir Taksim gecesi, bir Boğaz kahvaltısı ile İstanbul hasretimi gidermek isterdim. Bu sefer kafam karışık, içim buruk. Valizimden sakız likörlerini, ouzo'ları bile çıkarmadım.
Bir erkeğe bir şeyler hissedemeyeceğimden ve erkeklerle ilişkilerimin "birlikte eğlenmek"ten ibaret kalacağından neredeyse emin olmuşken, bir adamla tanıştım. Bir erkeğe gerçekten yoğun duygular besleyebileceğimi fark ettim. Ve o adamı orada bırakıp, birbirimize en kısa zamanda Paris'te görüşme sözleri vererek Türkiye'ye geldim. Ezberlerimin tamamı bozuldu. Kafam karıştı. Şimdiye kadarki eğlenme odaklı ilişkilerimin doğruluğunu sorgulamaya başladım.
İkincisi öğrencilerin yaptığı bu organizasyonun şahaneliği karşısında zamanımı daha faydalı işler için harcamam gerektiğinden emin oldum. Her gece dışarı çıkmanın, her hafta yeni kıyafetler almanın ne kadar sığ olduğunu çok somut bir şekilde gördüm.
Üçüncüsü bambaşka bir ülkede yeni insanlar ve yeni alışkanlıklarla yepyeni bir hayat yaşayabileceğimi fark ettim. Hatta fark etmenin de ötesinde bunu istediğim konusunda hiçbir şüphem kalmadı.
Yepyeni bir sayfa açmanın zorunlu olduğu anlardan biri. Yeni sayfayı neyle ve nasıl dolduracağımı bilmiyor olmam biraz tedirgin ediyor sadece.
Bir şeyler yapmaya valizimi boşaltarak ve içindekilerin hepsini yıkayarak başlamaya karar verdim; ama valizimden çıkan her bir parça bana tatilden bir anı hatırlatıyor.
Bu pofudukun nereden çıktığı hakkında hiç bir fikrim yok. Otobüste buldum ve otobüste yaptığım bütün yolculuklarda bana eşlik etti. Sahibi çıkmayınca da benim oldu. Ona baktıkça, Mr. A ile sarılmış i-pod kulaklıklarını paylaşıp müzik dinleyerek yaptığımız yolculuklar geliyor aklıma.
Bu şapka bindiğim şahane bir yelkenlinin adını taşıyor.
Dergi Atina'dan adalara yaptığımız 6 saatlik bol alkollü ve eğlenceli feribot yolculuğundan, bergamut likörü otobüsle inanılmaz virajlı bir yolda yaptığımız tehlikeli bir yolculuğa katlanmamı sağlayan faktörlerden biri, Black Ms. Alcholic ödülünü almamı sağlayan bütün sarhoş gecelerde keyifime eşlik eden paketten geriye kalanlar, kart gecenin bir vakti Nauplio'da bulduğumuz krepçiden...
Bu da "welcome pack" Atina'ya adımımızı attığımızda organizatörler elimize bir çanta tutuşturdu. İçinde haritalar, kitaplar, defterler vardı. Daha sonra "welcome pack" prezervatifin şifreli adı oldu. "Do not forget to use welcome pack!!" diye sağlık uyarıları yapılmaktan, kullanılan welcome pack'lerin yıkanıp "Gossip Box"a atılmasına kadar her türlü gırgıra malzeme oldular.
Sanırım valizimi boşaltmayı biraz daha erteleyeceğim. Lanet olsun! Eve dönmek hiç bu kadar sıkıcı ve hüzünlü olmamıştı!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
7 yorum:
yasam tarzini degistirme yolunda kocaman bir adim attiran o adamin da bir fotografini koysaydin keske cok merak ettim:D
Doğrusunu istersen adam kesinLikle yakışıklı değil. Hatta bir arkadaşım bana onunla ilgili imalar yaptığında "Aslaaa olmaz!!" bile demiştim. Flört tarihimdeki en az yakışıklı ama en önemli adamlardan biri...
Fotoğrafını da koyarım tabii ki ilerdeki post.lardan birinde. Kendisinin türkçe öğreniyor ve çoğu şeyi anlıyor olması azıcık stres yapıyor beni sadece =))
edit: aslında fotoğrafı varmış. elimde minik likör şişesi tuttuğum fotoğrafta arkamdaki pek görünmeyen şahıs! =)
aşık oldun sanırım:)
Fotograflar o kadar pozitif ki ben bakinca bile gulumsemekten kendimi alamadim ^.^
Daha, daha cok fotograf lutfen ^.^
yaza geç başlamak böyle marazlar doğurmuş olabilir mi!!?çünkü bu olay bi tek sana olmadıııı:s ben de bu yaz ilk defa kendi eğlencem için diil birine sırf "o" olduu için önem verebilirim düşüncesine kapıldım.haha bu değişim nasıl bir değişimm=) hayırlısıı..
orhan veli'nin "beni bu güzel havalar mahvetti"sine ithafen: bizi bu istanbul universitesi mahvetti!!* =)
Yorum Gönder