09 Mayıs 2010

Adana'da Ege Balıkçısı

Adana'daki gece hayatı hakkında defalarca olumsuz yazılar yazdım. Tutan mekan sahiplerinin "müşteri memnuniyeti" kavramlarını unutup, böyle bir padişah havalarına bürünmeleri hakkında hem yazdım hem de bıdı bıdı konuştum. Cevap olarak "Adana'da böyle yürüyor bu işler." aldım, en Adanalı halimle "Eyvallah" dedim. Ondan sonra Adana'ya sadece kebap yemeye geldim.

Gelgelelim bu sefer, Adana'ya geldiğim gibi kendimi bir balıkçıda buldum.

Ki bilenler bilir Adana'da balıkçıların çoğu aslında gerçek balıkçı değildir. Menüsünde kebap da bulunan bir yere ne kadar balıkçı denilebilir ki?

Evet evet aklınızdan aynen şu cümle geçiyor: "İstanbul'dan gelen adamın Adana'daki balıkçıda ne işi var?"

Eğer burası yepyeni açılan bir mekansa, hatta resmi açılışını henüz yapmamışsa ve yanımda "Büyüyünce onlar gibi olsam keşke" dediğim gençlik iksiri içmiş dünya tatlısı üç tane hatun olacaksa....


Oldu. Gittim.
Kumkapı Balıkçısı
Adanalılar'ın "Kırmızı'nın Sokağı" olarak bildiği sokaktaki bu balıkçı, önünden geçerseniz her tarafının bembeyaz oluşu ile ilginizi mutlaka çeker.

Bakmakla yetinmeyin, oturun hiç değilse bir kaç meze tadın.
Gerçekten son zamanlarda yediğim en lezzetli deniz ürünlerini dün gece orada yedim ben. Deniz börülcesi Ege'den getirtilmişti, ahtapot, soğuk balık ve kalamar etli etli ve tazecikti. Bibere sarılmış, közlenmiş patlıcan rakı yanı için lezzetli bir mezeydi.

Bütün bunların dışında hiç yemediğim bir şey de tatmış oldum: Balık kokoreci. Hafif acılı... Balık sevmeyenlerin hayatına balık sokabilecek cinsten bir şey. Özellikle de Adana gibi bir şehirde.

Özellikle İstanbul'dan yolu Adana'ya düşen biri burada yemek yerse, en az yedikleri kadar seveceği bir diğer şey de hesaptaki sıfırların azlığı olacaktır. :)

Gidin, yiyin, için, sonra oradaki en uzun boylu adamı bulun "İstanbul'daki Sezo'nun hesabına birer kahve içeceğiz." diyin. :))



Günün anlam ve önemini de tabii ki unutmadım.
Ama ne yalan söyleyeyim, anneme ne hediye aldım, ne de onunla özel bir şeyler yaptım. Onun yanına Adana'ya geldim haftasonu için. Ama bu anneler günü olmasından ziyade özlediğim içindi.
Ben onu gerçekten çok sevdiğimi, ona ve güçlü bir kadın oluşuna ne kadar hayran olduğumu her fırsatta zaten dile getiriyorum. Birlikte zaman geçirmemiz için de özel bir gün olmasına gerek yok. Biz gerçekten birlikte hep harika vakit geçiriyoruz. Annem olduğuna da pek kimse inanmıyor, herkes ablam zannediyor zaten.
Biz sadece anneler günü hatırası çektirdik:

"Umuyorum ki bir gün benim de benim kopyam bir kızım olur da bu fotoğrafın da üç kişilik olanını çektiririz." diye düşünmeden edemedim. :))

Hiç yorum yok:

Pinterest'im

Instagram'ım