19 Mayıs 2010
Büyüyünce çilekli turta olacağım!
Fransız filmlerinde biraz masal havası varsa bunlar "Amelie" tarzı film oluyor. Amelie nasıl bir kült filmdir ki, komedi, dram gibi bir film tarzı haline geldi. Fena mı oldu? Aksine! Birbirinin aynısı filmlerden içimiz daralırken, şöyle hem göze hem ruha dokunan filmler ilaç gibi geliyor.
Jeux d'enfants'ı izlememiştim. Sıra mı gelmemişti, yoksa şarap eşliğinde bu filmi izleme planı yaptığım arkadaşımla planı gerçekleştiremesek de sözü tutma ihtiyacı mı duymuştum bilmiyorum.
Uzun bir aradan sonra ilk defa evde oturdum. Yapacak hiçbir şeyim yoktu. İş yoktu, Mr. Prozac yoktu, gezesim de yoktu. Oturdum Jeux d'efants izledim.
"Büyüyünce turta olmak istiyorum. Çilekli bir turta... Kremşantili... Bir pastanenin vitrininde..." diyen dünya tatlısı bir kız. Ondan daha tatlı, uzun kirpikli muzur gülümsemeli bir velet. Düğün masasının altında birbirlerine pipi ve kuku göstermeleri... Veledin "Bu kadar mı? Ama hiç bir şey görünmüyor!" isyanı üzerine zillinin "Kadınlar erkeklerden çok farklıdırlar" diye açıklama yapması...
Bu iki çocuk dönme dolap şeklinde bir metal kutuyla bir oyun oynamaya başlıyorlar. Filmin adı zaten fransızcada "çocuk oyunları" anlamına geliyormuş. Birbirlerine metal kutuyu verip "cap ou pas cap?" diye soruyorlar. Yani "Var mısın yok musun?" Genellikle de "cap" diye cevap verip, bir fırlamalık yapıyorlar. Aradan yıllar geçiyor, hala oyunları devam ediyor. Kız çocuğa kendini öptürdüğünde, çocuk bunu oyun gibi algılayıp "cap" cevabını verdiğinde aralarındaki eğlenceli oyun can acıtıcı bir oyuna dönüyor. Birbirlerine bal gibi aşık olmalarına rağmen, oyuna devam ediyorlar. Tabii yaşları büyüdükçe birbirlerine oynadıkları oyunlar da daha tehlikeli bir hal alıyor.
"Bu oyun içkiden, alkolden, extacyden daha iyiydi. Bu oyunda inanılmaz bir adrenalin vardı. Hatta seksten bile çok daha iyiydi. İnanılmaz bir tatmin yaşıyordum."
Finalini söylememem lazım; ama sonunda öpücüklerini sonsuz hale getirmeyi başarıyorlar. Mutlaka izlenmesi gereken filmlerden biri.
Sonra gün bitti Mr. Prozac'ım ile kavuştuk ve oturup Death Proof'u izlemeye başladık.
Son derece çıtır hatunlar, popolar ve ayaklar en ön planda, sohbetler erkekler ve ilişkilere odaklı. Geçtiği yer Texas olmasa neredeyse bir Woody Allen filmi diyebileceğim kadar ilişki çözümlemesi içeriyor. Tabii ki sadece başlarda... Sonra Tarantino klasiği olarak şiddet kendini gösteriyor ve filmin adının niye "ölüm geçirmez" olduğunu anlayıveriyorsunuz.
Şiddet filmin içinde doğallaşırken, "Bana tecavüz etmeye çalışan bir adama biber gazı sıkıp isilik sivilcesi çıkartmakla yetinemem." diye neden silah taşıdığını açıklamak gibi şahane replikleri dillendiren zenci karaktere kahkahalar atıyorsunuz. Sonunda da "Helal olsun işte hatunlara!" derken içinizdeki feminist damarı keşfediyorsunuz.
Eksisözlük'ten "graveorchid"in cümleleri aslında bütün filmi tamamlamak için yeterli: "Tarantino'nun sifir kurgulu bol kanli,kol bacak kopmali,bütün film boyunca bayip sonlara dogru hazzin dorugundayken küt diye biten filmlerini izleyip bundan çok zevk aliyorum evet" dedirten filmlerinden biri daha. her filminde bir sekilde kendini göstermesini ve "ruh hastasiyim ben hrrrr!" tarzini sevsek de ayak fetisistligi mevzusunda ayni seyi soyleyemeyecegim.bir kere de güzel ayaklar sec be kardesim!"
Bunun üzerine ek olarak sadece şunu söylerim: Sevgiliniz / kırıtığınız / veyakiminizvarsa onunla izleyin bu filmi. Çok kurcalamayın, söz dinleyin! :))
Bir güne sığmış iki şahane film...
Zamanında "Film izlerken sıkılıyorum, o iki saate neler sığdırırım ben?" diye homurdanıp duran benim bünyeme bile iyi geldi doğrusu.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Merhaba canım bloğunu bayağıdır izlemekteyim. Yazılarını gerçekten çok beğeniyorum bi çırpıda hiç sıkılmadan kelimesi kelimesine hatta harfi harfine okuyorum. Belkide anlattığın kadarıyla bildiğimiz hayatının ve davranışlarının benimkiyle ortak noktaları olduğundan :) Bu arada bende bu akşam benimkiyle birlikte izlemek için film arayışındaydım Death Proof süper oldu ;)
sevgiliniz/ kırıtığınız/ veyakiminizvarsa geniş tutulan alternatif çerçevesi:)) filmlerin ikisini de şahaneler gerçekten!
Yorum Gönder