30 Mayıs 2010

Sarhoş olsak ya kimiz unutsak ya...

Bayılıyorum!

Artık "büyük" olarak nitelendiren yaşlara gelmiş olmasına rağmen, hala bir çocuk merakıyla ve delikanlı enerjisiyle yaşayan, bunların yanında bir de deneyimlerini mizaha dönüştürebilmiş insanlara bayılıyorum!

Sokaklar o kadar çok "güya yaşayan" insanla dolu ki.
Birkaç renkli kişiliğin, iş hayatına atılması veya 20li yaşlar sayfasını kapatması ile hayata karşı bütün şevkini yitirip, her zaman söylenip duran insanlara dönüşmesine de şahit olduğum için en büyük hayat korkularımdan biri haline geldi o insanlardan birine dönüşmek ve üstelik bunun farkına bile varmamak.

Bunun tam tersini yapan insanlar da bana inanılmaz bir ilham veriyor:





En son Adana'ya gittiğimde Türk-Alman Derneği'nin pikniğinde, leziz tatlıları mideye indirip yeteri kadar mest olmuş haldeyken tanışmıştım Annamarie ile. Daha doğrusu önceden beri tanıyordum da, hiç oturup sohbet etmemiştik.

Özel hayatına ilişkin ilginç detayları, aslında Alman olmasına ve çocukları Amerika'da yaşamasına rağmen kendisi Adana'da neden olduğunu geçiyorum.

Emekli olmuş birinin hayatını düşündüğünüzde aklınıza ne geliyor? Gündüz ev işi yapan, akşamları da televizyon karşısında örgü ören, arada bir kız arkadaşları ile günler düzenleyen, hatta huysuzsa çocuklarına "Benimle hiç ilgilenmiyorsunuz." diye trip atan bir kadın modeli değil mi?

Bu kadın hepsini kendinden utandıracak kadar fıstık gibi görünmesinin dışında, hala her haftasonu arkadaşları ile bara gidiyor, içkisini içiyor ve dansını ediyor. Özellikle cuma akşamları olan klasik müzik konserini dinlemeyi asla ve asla ihmal etmiyor. "Bir tek çok yakınım olan birisi evleniyorsa ekerim o konserleri." diyor. Ay sonu parasızlığı söz konusu olursa, şehre kadar yürüyerek gidip yine de o konseri dinliyormuş hatta. Şehirdeki diğer konserler, sergiler, partiler de yine ondan soruluyor. Emekliliğini de seyahat ederek değerlendirmeye kadar vermiş. Bunları da "Ben şu şu kararı aldım. Ben bunu bunu yapacağım." gibi iş planlaması yaparmış gibi bir ciddiyetle değil, insanın karnına kahkaha atmaktan ağrılar sokacak bir şekilde anlatıyor. Kendisiyle de hayatla da dalga geçmeyi iyi bilenlerden...


Bir başka ilham kaynağı ile de dün tanıştım.
Gerçekten "renkli rüyalar oteli" olarak adlandırılmayı hak edebilecek bir yerde: Bir teknede kurulmuş rakı masasında. İnanılmaz lezzetli çıtır tekir, nedense şimdiye kadar içtiğiklerimden daha bir leziz olan rakı, denize vuran ay ışığı, arkada usul usul Türk Sanat Müziği, yanımda Mr. Prozac ve tanışmamız bile bomba olan pek sevgili Sino (bu organizasyonu yaptığı için de bin kere öpüyorum kendisini burdan), pek keyifli bir muhabbet ve yeni tanıştığım çok renkli çok enerji dolu bir kadın...

"Bir insan başka ne isteyebilir ki?" sorusunu kendimize sorduğumuzda verebildiğimiz tek cevap "çocuk" oldu. "Renkli rüyalar oteli"nden karaya ve gerçekliğe çıkmasaydık şu anda büyük ihtimalle karnımda Jr.Zillosh ile bu satırları yazıyor olurdum. :))

Gelgelelim dün tanıştığım inanılmaz tatlı insana, onlarca ülkede yaşamış, gerçekten farklı şeyler deneyimlemiş, akla hayale gelmeyecek şeyler (mesela akrep) yemiş biri. Yani tanıştırırken "Söylediği her şeye şaşıracaksın ona göre!" denilmişti; ama bu kadarını beklemiyordum. Hamileyken bungee-jumping yapan bir insan "şahane" değil de nedir? Üstelik de dün verdiği keyifli bilgilerle benim zaten hep ilgimi çekmiş olan spirütüel konular konusunda yeniden bir gaza gelme yaşadım. Enerji ve keyif yayan insanlardan, güzel işler yapmış ama bu işlerin ciddiliği altında ezilmemeyi başarıp hala o hayat şevkini taşıyanlardan...

İyi geliyor böyle insanlar bana.
Öğrenciliğin bitmiş olmasının, artık "yetişkin" sayılıyor olmanın üzerimdeki korkusunu alıveriyorlar.

"Sarhoş olsak ya, tek vücut olsak ya, yüksek doz aşk alıp burda mutlu ölsek ya..." TIK!


Dip not: Dün açık denizdeyken Mr.Prozac'ım ile de evleniverdik. :))

3 yorum:

Koç Gibi Adam dedi ki...

Ne kadar da doğru tasvir etmişsin hayattan kendilerini men edenleri. İnşallah bende onlardan birisi olmam diye dua edenlerdenim bende:) Bu arada şu tatlılara bayıldım... Hemen Eskişehir sokaklarına atıp bu tatlılardan bulup yicem...

zillosh dedi ki...

biraz geç oldu ama ben bu kaydı yeni gördüm :)) umarım bulmuş ve afiyetle yemişsinizdir :)

Koç Gibi Adam dedi ki...

Onemli degil. Simdi yenisini okudum ve bende kiskanarak yazligima gitmeye karar verdim havuzlu evim oldugunu yeni yeni hatirladim sana da iyi tatiler...

Pinterest'im

Instagram'ım