17 Kasım 2014

Sevmek ne uzun kelime. Seni ne zaman uyurken hayal etsem affediyorum*

Önce tenlerimiz mi yoksa beyinlerimiz mi birbirini arzuladı bilmiyorum. Ama kesinlikle, bizim birbirimizi hayatımızın her noktasında istediğimizin farkına varmamız bunlardan çok sonra geldi.

Hani arkadaşlar zevkleri, beğenileri, hayat tarzları birbirine çok benzeyen kadın ve erkekler arasında çöpçatanlık yapmaya kalkarlar ya; biz bugüne kadar aynı festivallerde, aynı konserlerde, aynı mekanlarda, eş zamanlı olarak bulunmamıza rağmen, ikimizden bir çift çıkacağı kimsenin aklına gelmemişti gelmemişti muhtemelen. Ki ortak arkadaşlarımızdan hiç biri bizi birbirimizle tanıştırmaya bile zahmet etmemişti.Galiba kağıt üstünde düşünüldüğünde asla bir çift olarak düşünülmeyecek kadar farklı bir kadın ve bir erkektik. Bu yüzden kimsenin aklına benim ve onun "biz" olabileceği gelmemişti.

Aynı mesleği yapıyor olmamız muhtemelen tek ortak noktamızdı. Bundan iki yıl önce, bir daha asla ve asla dinlemediğimiz  Mouse on Mars konserinden kaçıp Babylon'un kapısının önünde sigara içerken tanıştık.


Sevgili olmamız uzun sürdü; sevgili olduktan sonra birbirimizi gerçekten sevmemiz ve kabul etmemiz daha da uzun sürdü. Çünkü zıttık, egolarımız çatışıyordu. İkimiz de birbirimizin aklındaki "ideal" kalıbına uymuyorduk.  Zıt kutupların birbirini çektiği gibi birbirimizi çekiyorduk; ama o çekim ile birbirimize koştuğumuzda da çarpışıyorduk ve çatışıyorduk.

O hayatındaki kadınla her şeyi paylaşmak istiyordu; ben sevgilim beni aradığında işten bahsetmesini istemiyordum. O benimle olduğu sürece onu sevdiğini hissetmemi bekliyordu; ben ondan bunu her gün ama her gün göstermesini bekliyordum. Onun için seyahat etmek arada sırada planlanarak ve hazırlanarak olması gereken bir şeydi; ben seyahat etmek için yaşıyordum. O sakince konuşarak kavga edebilen bir adamdı; ben kavga ederken ortalığı yıkıyordum. O mutsuz olduğunda sakinleşip içine kapanıyordu; ben mutsuz olduğumda ortalığı birbirine katacak kadar cadalozlaşıyordum. Onun için ettiğimiz kavgalar konuşarak aşılabilecek küçük şeylerdi; benim için kabul edilemez ayrılık sebepleri...


İkimiz de ayrı ayrı ele alındığında, bir ilişki yaşaması zor insanlardık ve ikimiz de birbirimizi alttan alamayacak kadar büyük egolara sahiptik. Biz çok çatıştık,ayrıldık;  hep birbirimize döndük. İki senede kaç defa ayrıldık, kaç defa birbirimize günler boyu saydırdık; sonra oturup bir bira içip birbirimize söylediklerimizle dalga geçip, güldük bilmiyorum.

Bildiğim tek şey, birlikte hep çok eğlendik. O, evde televizyonun arkasında, şehrin en iyi gece kulübündeymiş gibi dans ettiğim; Nublu'da birlikte merdivenlerden yuvarlandığım; sabahları yatakta kikirdeştiğim; ben ona sinirlenip yaptığımız bir seyahate "Gelmiyorum." dediğimde, "Ne halin varsa gör" demek yerine, beni gelmeye ikna eden adam. O benim sevdiğim adam. O benim iki yıldır sevgilim.


Bugün ikinci senemizi kutladık.

Biz iki yılda, çatışa çatışa birlikte olmayı "biraz" öğrendik. Birbirimizin hayatına şüphesiz çok şey ekledik, birbirimize çok fazla konuda yeni bir bakış kazandırdık. Ama bence benim bu ilişkide öğrendiğim en kıymetli şey, "Sonsuza dek mutlu yaşadılar." ile biten masalların çöpe atılması gerektiği oldu. Kavga etmenin ilişkinin sonu olmadığını, "Eyvah ilişkimiz bozuldu, bitti bu iş" anlamına gelmediğini, kavga etmeye de sebep olsa, insanların kendilerini ve duygularını ifade etmesi gerektiğini ben bu ilişkide öğrendim.

Laleli'den dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
sevişmek bir daha yürürlüğe giriyor
bütün kara parçalarında
afrika dahil

* Başlıktaki cümleler ve kapanış Cemal Süreya'dan

6 yorum:

Gökkuşağı Dosyası dedi ki...

Ne güzel bir yazı. :)
Yıldönümünüzü kutlarım. Çok tatlı görünüyorsunuz, hep böyle eğlenceli ve capcanlı kalmanızı dilerim. :) Sevgiler.

sebuş dedi ki...

o atışmalar bir ilişkinin tadı tuzu olmazsa olmazı!
yakışıyorsunuz birbirinize ve bence zıt kutuplar birbirlerini feci çeker evet,, daha nice nice mutlu yılları birlikte geçirin..
sen mutluluğu hakkediyorsun sezen,
öperim.

Deniz Evin dedi ki...

Bence siz çok tatlı bir çiftsiniz Sezeenn, çok severim pek severim sizii, nice yıllarınız olsunn zıtlıklarınızla dengeyi sağladığınız, öperim çok :* :)

TUĞBA'NIN DÜNYASI dedi ki...

Duygularını çok güzel ifade etmişsin. Ne mutlu size. Yakışıyorsunuz birbirinize gerçekten. Farklı olmak iyidir ve güzel bir çekim yaratır. O çekimi yazında da gördüm ben zaten. Önemli olan birbirinizi istemeniz gerisi teferruat. Hayat tam da böyle anlattığın gibi bir şey aslında. Mutluluklarınızın devamını diliyorum daha nicelerini kutlayın keyifle gülümseyerek:)

Seda türker dedi ki...

çok tatlı çok samimisin nice nice yıllara :)seda türker

Adsız dedi ki...

Sezen

Sevmeye devam edin birbirinizi.
Alev

Pinterest'im

Instagram'ım