29 Kasım 2009

Adana'da gece hayatı fiyaskosu: Cazara

Not: Ben bu yazıyı yazdıktan ve İstanbul'a döndükten sonra mekanın işletmecisi olan Bertan Bey ile görüştüm. Onun da kendisine göre haklı sebepleri varmış, ancak bu benim yazdıklarımın gerçekliğini veya doğruluğunu etkilemiyor. Sadece onunla yaptığım konuşmadan sonra söylenti olarak kulağıma gelen bir parçayı yazıdan çıkarma ihtiyacı hissettim. Keşke o gece "Bunları içeri almayın" diye buyurmak yerine, "Ben mekanın işletmecisiyim, buyrun derdiniz neyse bana anlatın" deseymiş de bizim de keyfimiz kaçmasaymış, bu yazı da hiç yazılmasaymış. Umuyorum ki bir dahaki sefere size aynı mekanda ne kadar eğlendiğimi anlatabilirim.

Hala bayram yolculuğum sürüyor. Fotoğrafları eklemeden mekanlar hakkında yazı yazmaya hiç niyetim yoktu. Salı günü İstanbul'a döner dönmez Adana- Antakya hattından fotoğraflar eşliğinde havadisleri iletecektim. Ama dün gece yaşadığım bir olay yüzünden şu anda şu satırları yazmaktan kendimi alıkoyamıyorum.


Adana'nın her bir köşesinde leziz yemekler yiyip, harika servislerle ağırlandıktan sonra gece hayatına da bir göz atalım dedik. Yıllar öncesinde Ziyapaşa Bulvarı'nda canlı rock müzik çalan çok eğlenceli geceler geçirmiş olduğumuz Cazara'nın Turgut Özal'daki yeni şubesine gittik. Gitmez olaydık!! En modern olması gereken mekanda Adana'daki şu dört günlük tatilimde başka hiçbir yerde karşılaşmadığım bir "taşra zihniyeti" ile karşılaştım. "Adana aslında modern bir şehir gün geçtikçe kendisini aşıyor" tezim yerle bir oldu. İnsanların zihniyetinde en ufak bir değişiklik malesef yok.

Oldukça sık gece dışarı çıkan, İstanbul'da, Avrupa'da, Amerika'da yüzlerce bara girip çıkmış biri olarak barlar ve gece klüpleri hakkında öyle ya da böyle bir fikrim vardır. Adana'ya geldiğimde insanlar neden gece dışarı çıkmadığımı sorduklarında "Hakkaten gidilebilecek güzel bir yer söyleyin bana, gidelim" derdim. Ukalalık değil bu kesinlikle göl kıyısındaki nefis restoranlarda leziz yemekler yiyip güzel sohbetler etmek varken, hiçbir özelliği olmayan bir bara tıkışmak bana manasız geliyordu. Sonuçta North Shield'e düğüne gider gibi giyinip giden, Reina'daymış gibi şişe açtıran tek insanlar Adana'da yaşıyor!! "Heeey orası North Shileds gençler. Pub ne demek bilir misiniz??!!!" diye bağırma isteği uyandırıyorlar bende.

Neyse öyle ya da böyle kendimizi Cazara'nın kapısında bulduk. Kapıda Mehmet Parmaksız, Cenker Senturker ve Vatan Senturker isimli üç adam... Ne müşteriye nasıl hitab edilmesi gerektiği hakkında bir fikirleri var, ne de saygı kelimesinden haberdarlar!! "İçeri giremezsin. Bekle şurada. Her mekanın bir kapasitesi vardır kardeşim" diyerek karşıladılar bizi kapıda.

"Ben nereden sizin kardeşiniz oluyorum? Tanımadığınız insanlara siz diye hitab etmeniz gerekir." diye cazgırlaştım ben de. Bir mekanın müşterilere tavrına ve kurumsal kimliğine çok dikkat etmesi gerekir. Ama şimdilik şehirdeki tek gidilebilir mekan olmanın verdiği bir güç var ki, "taşra zihniyet"lerini "güç" sanıyorlar.

İstanbul'da hangi mekana giderseniz gidin içeri alınmanız mümkün değilse bile, size mutlaka kibar ve düzgünce açıklama yaparlar. Müşterinin kolundan tutup itmek, "defol git yahu şuradan" demek söz konusu olamaz!!

Bu sırada yanımdaki Belçikalı misafirim olayın ne olduğunu anlamadığı için dönüp ona İngilizce açıklama yaptım. Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim olmayan beyfendi (!!!) "Aaa bir de İngilizce konuşup bize artistlik yapıyorlar." dedi. Şok oldum! Sen kimsin de ben sana artsitlik yapma ihtiyacı hissedeyim be adam?!?!? Üstelik de kıt ingilizcesiyle "They are acting so stupid." cümlesini de ne anladıysa, "Benim mekanıma nasıl saçma sapan dersin sen!! Almayın bunları içeri" diye buyurdu.

Hiç bir özelliği olmayan sıradan mekanında kendini gece hayatının imparatoru sanan insana kızar mısın acır mısın?! Yoksa kendini mi suçlarsın "Ne işim var yahu benim burada?" diye.

Özellikle de kapıdaki adam "Sen ne biçim bir kadınsın ya? Kadın dediğin erkek bir şey diyince cevap vermez!" dediğinde benim için olay bitti. Nasıl geri bir zihniyettir bu?!

Adana'daki nefis mekanları ve lezzetleri İstanbul'a döner dönmez fotoğraflar yükleyerek anlatacağım size. Ama bu bahsettiğim geceden önemli dersler çıkardım: 1- Adana'da gece hayatı hala çok boktan. Hiç gerek yok, gidin kebap yiyin, nargile için, nehir kenarında bir yerlere gidin. Herkes oraya gidiyor diye kendi mekanlarını hakikaten çok matah bir yer sanan adamların sizin beyin yapınızı anlaması imkansız! 2- Taşra zihniyetinden sık sık köylere ve küçük şehirlere seyahat etmeme rağmen uzak kalmışım, azaldığını sanmışım. Malesef yanılmışım... 3- Rekabet güzel şey. Güzel hizmet ancak rekabet olduğunda ortaya çıkıyor çünkü.

Share/Bookmark

6 yorum:

Leah dedi ki...

Sezen çoook merak ediyorum bu kadar gezip de ne ara ders çalıştın sen :S
Bana da taktik ver, ben de yapayım. Şu sözel dersler bitip tükencek gibi değiller zira :/
Adanalıyık Allah'ın adamıyıkçılar işte bu. Adam sanıyorlar kendilerini. Kıçımın kenarları. Peh!

Unknown dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki...

ben de adana'da yaşıyorum ve kesinlikle söylenen şeylerin %95'ine katılıyorum özellikle cazara hakkında söylenenlere. ama hani yorum yapan kişi kıçımın kenarları demeseydi sanki daha iyi olurdu, gerçekten kaliteli insanlarda var bu şehirde ve gerçekten modern bir şehir ama o kadar kıro da çıkabiliyo o da birçok güzel yanı nötrlüyor. ama herşeye rağmen kolay ve yaşaması güzel bir şehir.

zillosh dedi ki...

adanada uzun yıllar yaşadım, hala da oldukça sık gelirim adana'ya. çok keyif aldığım şeyler var o şehirde başta yemekler tabii ki : )) ama gece hayatı konusunda malesef insanlar bir türlü gelişemiyor, bir şeyleri aşamıyor. ne yazık ki...

"kıçımın kenarı"na gelince, o kızlar dayanışmasının bir gereğidir, anlamından ziyade. takılmayın ona, Kazım'dan bir muzlu süt için bizim için =)

ADANA HALKI dedi ki...

Bakın hanım efendi ben Adanalı'yım ve cok mutluyum ve ne kadar da gurur duydugumu bilemezsiniz. O beni ilgilendirir tabiiki. Ben Cazara nın VIP musterilerindenim ama tabiiki bu Bertan beyin kıcını opecegim anlamına gelmez. Oncelikle olayı cok iyi hatırladıgımı dusunerek sunu eklemek istiyorum. Siz Belcikalı misafirinizle Cazara Barın onunde beklerken size iceriye girmeniz icin bir sure beklemeniz gerektigi soylenildi ( KİBARCA) ama yanınızdaki beyde soyle bir karslık verdi ( THEY ARE ACTING STUPID) anlamı aptalca davranıyorlar demek herkes anlayabilir bunu tabiiki. Bunun yanında Belcikalı misafiriniz Eklemelrdede bulundu (what kind of place is this, so stupid people here.) Anlamı (Ne kadar aptal yer burası, icindeki insanlarda oyle) Boyle ve bu tarz konusmayı Turkiyenin neresinde yaparsanız yapın Irk, din, gorus farklılıgı olmadan dışlanırsınız. Ben amerika Georgetown Universitesi mezunuyum sizin gibi dusunen insanlar boyle bir universiteden mezun olmanın hayalleri icerisinde yasarancak. Bertan beye gelincede İngilizcesi kıt dediniz ama ne dediginizi ve neyi ima ettiginizi cok net bir sekilde anladı. Bende Bertan bey gibi 20 senelik Bar ve Club isletmecisi olsam bende aynı tavırda bulunurdum. İceri alınmamanız cok ta normal bir durum. Altını b*ka batırsanız yinede altındır. Boyle basit ve yanlıs yorumları bloglara yazıp insanlara sizden kaynaklanan hatalardan dolayı nefretinizi dindirmeye calısmayın biraz olgunlasmayı oneriyorum.! SAYGILAR ADANA HALKI!

zillosh dedi ki...

hahaha bir tanesiniz :))
sabah sabah mailboxuma dusen bu yorumla nesem yerine geldi. iste hayatında enteresan bir sey olmayan insan örneği bir sene onceki olayı konusuyor hala ohoooo onun ustunden ne sular aktı!! ilerleyiniz efendim. ayrıca "kibarlık nedir" konusunda farklı düşündüğümüz kesin, buna saygı duyarım ama iki seye gulmekten oldum:

"amerika Georgetown Universitesi mezunuyum sizin gibi dusunen insanlar boyle bir universiteden mezun olmanın hayalleri icerisinde yasarancak." ve kendinizi "Adana Halkı" olarak adlandırmanız. :))) Kadıköy Adliyesi'nden sevgiler, günümü şenlendirdiniz.

Pinterest'im

Instagram'ım