04 Aralık 2009
Yeni Dünyaya Hazır Mısınız?
Bir sabah bambaşka biri olarak uyandığını iddia edenlere bugüne kadar hiç inanmamıştım. Bu filmlerde ve romanlarda tutan, herkesin içindeki hayata sıfırdan başlama arzusunu ateşleyen bir palavraydı. O kadar. Çok çok sekiz saatlik uyku sırasında “eski ben” nereye gidecek, “yeni ben” nereden çıkacaktı ki?
Sürekli değişmek için kararlar alıp dururdum, kendi kendime “yapılacak işler” listesi hazırlar ve bir gün bunlara uymayı başarabileceğimi hayal ederdim. Pek çoğunuzla aynı şekilde sonlanırdı bu çabalarım: Hayallerimi ve planlarımı yazdığım kağıtları bir süre sonra ya sinirle ya da umursamazlıkla buruşturup çöpe fırlatır ve aynı tas aynı hamam yaşamaya devam ederdim.
Hukuk fakültesinden mezun olamıyordum, berbat bir uyku ve beslenme düzenim vardı, hayatımda en zevk alarak yaptığım şey olan yazı yazma konusunda bile bir tutukluk gelmişti. Beni tatmin etmeyen bu hayatımı homurdanarak veya depresif takılarak değil, bir sürü işe el atarak renklendirmeye çalışarak yaşıyordum.
Bu dönemde reklam sektörünün ileri gelen isimleri bir araya gelip, Uğur Özmen'in koordinatörlüğünde (Kendisini tanımıyor olabilirsiniz; ama her bahsine girerim ki onun icadı olan taksitli kredi kartlarından en az bir tanesini cebinizde taşıyorsunuz.) yürüttükleri YoungGuns projesi ile karşılaştım. Diplomanın, sıfatların, referansların bu kadar önemli olduğu bir ülkede, sadece “yaratıcılığı” esas alarak, herhangi bir reklam eğitimine sahip olma koşulu dahi aramadan 6 kişi seçeceklerini ve bu kişileri eğitip bir de onlara bir reklam ajansı kuracaklarını iddia ediyorlardı.
Bu krizde böyle bir işe kalkışmak bariz bir çılgınlıktı aslında. Reklam sektörüne yepyeni bir soluk katabilecek; ama aynı zamanda hepsi harika işlere imza atmış isimlerin cebinden ve zamanından çok şey götürecek bir çılgınlık...
Yarışmanın ilk elemesini geçen 25 kişiden biri olma şansını yakaladım ve Maslak'taki Project House isimli bir reklam ajansında aralıksız 30 saat geçirdim. O sırada bu sürecin hayatımı bu kadar etkileyeceğini de bilmiyordum tabii ki, hatta öncesinde gidip gitmemek konusunda tereddüt bile yaşamıştım. Sonucunda ise Türkiye'de bir ilk olan projenin içindeki altı kişiden biri oldum, 'yeni nesil bir reklamcı' olma yolunu yürümeye başladım ve harika insanlarla tanıştım. Bunların tamamı da tek bir gecede oldu.
Bu reklam sektörü içinde oldukça ilgi ve dikkat çeken bir proje oldu; ama bence olaya bambaşka bir yönden daha bakmak lazım. Hem referanssız işe girilemeyen, bir sıfatı elde ettikten sonra hiçbir şey üretmese de tahtındaki hükümdarlığını sürdüren patronların keyfine göre yürüyen iş hayatı yavaş yavaş sona eriyor. Bütün sektörlerde bu etkilerini yavaş yavaş göstermeye başladı, bu krizler ve krizlerden çıkamayışlar 'genç soluklara' ve 'yeni bakışlara' ihtiyaç olduğunun en güzel göstergesi zaten.
Hem de bu ülkede bomboş, monoton hayatlar yaşayan, kendini hiç bir şekilde geliştirmeyen, kendi güvenlik çerçevesinin dışına çıkmaya cesaret edemeyen ve bu konuda hep de aynı bahaneyi kullanan insanların elinden o “İmkan yok!” bahanesi alınıyor.
Yavaş yavaş... Ama oluyor. İnanıyorum ve biliyorum ki, bir gün sabah o kalıplara sıkışmış hayatları yaşayan, üretmeyen ve genelin doğru bildiği yollardan yürüyüp, kendisini geliştirmek için en ufak bir çaba harcamayan insanlar da bir gün uyanacaklar ve zehir gibi beyinlerin her sektörü ele geçirdiğini görecekler.
Bugün kendinize bir sorun: İnternet yeni çağın güç imparatoru olma yolunda hızla ilerlerken siz ve işiniz internetin neresinde? Torpil, bilek kuvveti ve cep dolgunluğu gücünü, yeni fikirlere devrederken, fikir üretmenizi tetikleyecek konuları keşfetmek için herhangi bir çaba harcıyor musunuz?
Uyanmak ve harekete geçmek için son şansınız!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
Tebrikler. Başarılar dilerim.
Dinginlik seziyorum, böyle en güzelinden ama =)
çayımı aldım, sigaramı yaktım, bilgisayarımı açtım bakalım sezen bugün ne yazmış diyerek; ve yanılmadım, keyifle okuduğum bi yazın daha:)
helal olsun, dilerim umduğun kadar hatta umduğundan güzel gider her şey!
kalıplarına sığmayan, kendine çizilen sınırların içinde kalmayan insanları seviyorum ben yahu!
tebriklerr:))
@ evren: cok tesekkur ederim : )
@ kurk mantolu madonna: adını kıskanıyor olmamı saymazsak evet bu gunlerde icimde bana huzursuzluk veren ses sustu : ))
@ jokella: ahh yerim öperimmm!! :))ben de bu yorumları kahvemi yudumlarken aynı zevkle okuyorum :)
@ pell-in: Canım mim'in bana ilham verdi. şu las vegas konseptli yarısmanın sonuclarını acıklayıp yollamayı basardıktan sonraki yarısma konusunu da bulmus oldum sayende : )) ben de biraz gecikmeli olarak o zaman cevaplayacağım. kocaman tesekkur kocaman opucuk
@ special n: ben de gecen gun senin degisikligini ve sertifikanı kutlayan bir yorum yazmaya calıstım ama hata verip durdu : )) buradan tebrikler diyeyim ben de : ))
blog tamir edildi! teşekkür ederim ben de burdan:)
Yorum Gönder