05 Ekim 2009

erotic lounge dinleyelim, meyve suyu içelim, seyahat edelim!


Uyandığımdan beri bu albümü dinliyorum (thanks to Grange!) Albümün kapağı bile oldukça davetkar zaten. İçindeki parçalara gelince, "hayatımda dinlediğim en güzel lounge albüm" diyemem; ama artık baymış her yerde çalan parçalardan uzak durmuşlar, tarzı iç bayıcı değil, keyifle dinleniyor.

İyi hoş da nereden bulacağım ben bu albümü diyen varsa, albüm kapağına tıklasın yeter!! : ))


Taksim'de HSBC'ye kredi kartı borcumu öderken, -karttan kıvılcımlar saçarak alışveriş yapması çok keyifli de, cüzdanının bütün kabarıklığını aynı karta yedirmesi çok acı oluyor- hemen yandaki meyve suyu mekanı gözüme çarptı. GS lisesinin karşı arası, İngiliz Konsolosluğu'na giden yol oluyor.

Meyve suları hep bayat meyvelerden yapılır önyargımı kesinlikle kırdılar. İki tane karışım içtim, gözümün önünde gayet tazecik meyvelerden hazırlandı, ikisi de oldukça lezizdi. Taksim'de meydandan tünele doğru yürürken mutlaka bir kahve kapardım eskiden, artık onun yerine bir meyve suyu kapmaya karar verdim. Hadi bakaLım!




Bir de Elif Şafak HaberTurk'un pazar ekindeki yazısında yine döktürmüş:

Dünyayı dolaşmak lâzım, dostlar. Daha çok seyahat etmek lâzım. Biz yeterince yolculuk yapmayan bir toplumuz. Daha yeni yeni alışıyoruz ailecek seyahate çıkma fikrine. Bayramlar, Şubat tatilleri, yaz tatilleri gelip geçiyor. Yurtiçi gezilerimiz akraba ziyaretleri temelli. Halbuki yolculuk, insanın tam da bilmediği yere gitmesi, alıştığı ortamdan çıkması, Öteki ile tanışması demek.

Evliya Çelebi duasında sürç-i lisan etmiş. "Şefaat" dileyeceğine Rabbinden, "seyahat" dilemiş. Sonra da biçare, kendini habire oradan oraya kalıbını taşırken, yolculuk ederken bulmuş. Bize de birazcık sürç-i lisan lâzım. Diyebilirsiniz ki seyahat etmek ancak parası olanlara has bir ayrıcalık. Değil öyle, öyle değil. Nice parası olanlar var, en ücra egzotik adalara, lüks otellere gidiyor gene de dünya "görmüyorlar." Dünyayı dolaşmak yatlarla, jetlerle olacak iş değil. Bu işin ulaşım aracı ne uçak, ne tren, ne balon, ne araba. Sadece ve sadece bir binek hayvanı var.
Empati Atı. Atlarız empati atına. Yağız, beyaz, hızlı. Süreriz doludizgin, bir başına.

Yazının tamamını okumak isterseniz de buradan buyurun!

Share/Bookmark

2 yorum:

gRanGe dedi ki...

bi kuru thanks le olmaz bu işler...fırça atmasını biliosun teşekkürüde tam öğren..=))

Adsız dedi ki...

zillosh, donmussun sukurler olsun ^.^

Ben de gittim dondum coktan ama fotograf olayinda sorun cikti. Aklima sen geldin ve bu yuzden bloga telefon ile cektigim fotograflari koydum ama sen yoktun.

neyse, arayi acmayalim demek icin sey etmistim ^.

Pinterest'im

Instagram'ım