Zor birşey yazmak. Daha doğrusu yazmaya ve okunmaya değer şeyler yazmak.
Zor birşey yazmak. Daha doğrusu gerçekten dikkatli, düşüncelerine ve sana saygı duyan,seni ve yaşamını merak eden vs. okurların mı? Yoksa gelip geçerken bir uğrayıp 2 saniye durup çıkan, sensual bir fotoğraf varmı diye bakan, 400 karakteri geçen yazılarını uzun diye okumayan, sırf yorum yazmak için yorum yazan, okurlarım mı var bilemediği için insan.
Zor birşey yazmak. Daha doğrusu okurlarının sabrını çok zorlamadan, ''niye hiç yazmıyor'' dedirtmeden, belli bir rutinde yazmak. En doğrusu hayatta kötü alışkanlıklar dışındaki bir davranışı, eylemi sürekli yerine getirmek zor.
Zor birşey yazmak, onca takip edenine rağmen bazen yapayalnız hisseder kendini insan.
Zor birşey yazmak. Çünkü hayat bazen boş, saçma ve çelişik olabiliyor.
Zor birşey yazmak. İstediği gibi, yazamadığında resimlere, videolara, müziklere başvurur insan. Sırf post girmek için saçmalarsın arada. Ve bir süre sonra sen değil okurlarının yönettiğini anlarsın bloğu. Sen artık yoksundur. Bu iyi birşey midir?
@ buğra: bayılıyorum maskelere peruklara çatlak bütün aksesuarlara : )) günün şarkısına gelince, bu aralar o kadar çok koşuyorum ki, evde yayılıp müzik dinlemediğim için günler şarkısız malesef...
@ kaan: aslında zor olan senin düşünme biçimin. zor olmalı bu mantıkla yaşamak. her şeyi sebeplendirmek, her şeyi anlamlandırmaya çalışmak... saçmalamak benim hayatımın bir parçası post girmek sebebiyle yapılan bir şey kesinlikle değil.
bu blog hala en başından en sonuna kadar "ben" ve hep hep de öyle kalacak. bazen hüzünlü, bazen karışık, bazen benim hayatım, bazen gördüğüm bir şey...
ziyaretçilere gelince ister ilk defa gelmiş fotoğraflara bakıyor olsun, ister her gün gelip satır satır okuyor olsun eğer az da olsa "keyif" alıyorsa gerisinin hiç bir önemi yoktur.
3 yorum:
Immm ! Maske süpermi$ :)
Ama hani günün $arkısı ? :)
Zor birşey yazmak. Daha doğrusu yazmaya ve okunmaya değer şeyler yazmak.
Zor birşey yazmak. Daha doğrusu gerçekten dikkatli, düşüncelerine ve sana saygı duyan,seni ve yaşamını merak eden vs. okurların mı?
Yoksa gelip geçerken bir uğrayıp 2 saniye durup çıkan, sensual bir fotoğraf varmı diye bakan, 400 karakteri geçen yazılarını uzun diye okumayan, sırf yorum yazmak için yorum yazan, okurlarım mı var bilemediği için insan.
Zor birşey yazmak. Daha doğrusu okurlarının sabrını çok zorlamadan, ''niye hiç yazmıyor'' dedirtmeden, belli bir rutinde yazmak. En doğrusu hayatta kötü alışkanlıklar dışındaki bir davranışı, eylemi sürekli yerine getirmek zor.
Zor birşey yazmak, onca takip edenine rağmen bazen yapayalnız hisseder kendini insan.
Zor birşey yazmak. Çünkü hayat bazen boş, saçma ve çelişik olabiliyor.
Zor birşey yazmak. İstediği gibi, yazamadığında resimlere, videolara, müziklere başvurur insan. Sırf post girmek için saçmalarsın arada. Ve bir süre sonra sen değil okurlarının yönettiğini anlarsın bloğu. Sen artık yoksundur. Bu iyi birşey midir?
Hayır!
@ buğra: bayılıyorum maskelere peruklara çatlak bütün aksesuarlara : )) günün şarkısına gelince, bu aralar o kadar çok koşuyorum ki, evde yayılıp müzik dinlemediğim için günler şarkısız malesef...
@ kaan: aslında zor olan senin düşünme biçimin. zor olmalı bu mantıkla yaşamak. her şeyi sebeplendirmek, her şeyi anlamlandırmaya çalışmak... saçmalamak benim hayatımın bir parçası post girmek sebebiyle yapılan bir şey kesinlikle değil.
bu blog hala en başından en sonuna kadar "ben" ve hep hep de öyle kalacak. bazen hüzünlü, bazen karışık, bazen benim hayatım, bazen gördüğüm bir şey...
ziyaretçilere gelince ister ilk defa gelmiş fotoğraflara bakıyor olsun, ister her gün gelip satır satır okuyor olsun eğer az da olsa "keyif" alıyorsa gerisinin hiç bir önemi yoktur.
Yorum Gönder