İçki öldürürmüş kumar bitirirmiş...

Aradaki iletişimsizliği çözüp yeniden haftanın üç günü Tempo24'e yazmaya başladım diye, o günlerde oraya yazdığım yazıları aynen buraya copy-paste yapmamdan endişeleniyorsanız; bu satırları sizi rahatlatmak için yazıyorum. Aynı günde hem gazete hem de burası için ayrı birer yazı yazmaya vaktim olmayabilir; ama bu durumda bile hareket alanımın çok daha özgür olduğu bu blogta sizin için ekstradan bir şeylerim olacaktır. Bir not, bir link, bir şarkı, bir fotoğraf...

Bugünkü yazımın konusu kumardı. Çok içime sinen bir yazı olmadığını kabul etmek zorundayım. Yine de okumak isterseniz buradan buyurunuz.

Ve yazıda bahsedilen andan kareler:

Önce herkes rahat rahat oynamaya başlamıştı:

Bir kaç kaybedişten sonra herkes makineye yakınlaştı, sigaralar söndü, konuşmalar kesildi:Artık defalarca oynanmış ve defalarca "Bu son" denildikten sonra gerçekten son el zamanı gelmişti:
Yüzlerde gülümsemenin bile kalmadığı son dakikalar:
Tabii ki sonra yolda yürürken kahkalar vardı. "Ne kadar şapşalız. Hahahaha... Abi az önce Pi'de bir kadeh rakının 20TL olmasına küfettim, o götü boklu makineye o kadar parayı kendi elimle bıraktım..."

Önemli not: Kumar demişken, yaptığım Las Vegas konulu yarışmanın sonuçlarını açıklamakta geç kaldığımın farkındayım. Önümüzdeki hafta hem sonuçları açıklayacak hem de ödülleri yollayacağım sözzz! : ))

Alakasız not: Bana varsa takip ettiğiniz teknoloji içerikli blogların linklerini iletir misiniz?

Günün şarkısı: Nilüfer Örer- Mevsim Bahar
Bu gün yolda dolmuşta bu şarkıyı duydum, çok uzun zamandır dinlememiştim. Nostalji zamanı...