01 Ocak 2010
Noel Baba benim için fazla yaşlı
Yılın en zor sorusu: “Yılbaşında ne yapsak?”
Yeni yıla nasıl girersek bütün bir yılın öyle gideceğine inanıyoruz ya, o yüzden 31 Aralıkta çok eğlenmemiz lazım. Madem bütün bir yıl öyle geçecek, spor yaparak, kitap okuyarak, ders çalışarak filan girsek? Son beş yıldır hep sarhoş, hep dans ederek giriyorum. Gerçekten sonra bütün bir yıl da öyle gidiyor.
Bunun sonucunda da beş yıldır yeni yılda yapılacaklar listemin başındaki maddeler sabitlendi:
1) Spor yapılacak
2) Uyku ve beslenme bir düzene sokulacak
3) Okula gidip derslere girilecek
4) Bir hobi edinmek için çalışmalara başlanacak.
Yıllardır en az bir ay öncesinden yılbaşı planımızı yapıyorduk. Önce uzun araştırmalar, sonra diğer fiyatlarla karşılaştırma faslı, gerekirse grup veya öğrenci indirimi gibi pazarlık girişimleri, ne giysem derdi, kime ne hediye alsam telaşı...
Oldukça çok emek ve çaba harcayarak yılbaşı gecesinde eğlenmeyi garantiliyorduk. Eğleniyorduk da... Meşhur bir oteldeki Kenan Doğulu konserinden, gecenin sonunda İstiklal Marşı okuyacak kadar sarhoş olduğumuz bir okul partisine; seyahat ederek geçen bir yeniyıl karşılamasından, aile ile geçirilen, hindili ve tombalalı yılbaşı kutlamalarına kadar her şeyi denedikten sonra, 2009'u 24 saatten uzun süren, yüz kişiden fazla katılımcılı, DJ'li, gerçekten limitsiz alkollü bir ev partisiyle karşıladık.
Yine yılbaşı kapıya dayandı ve biz hala bu gece ne yapacağımızı bilmiyoruz.
Herkes birbirine “Nerede kutluyorsun yeni yılı?” diye soruyor.
“Taksim'e çıkılmaz, Taksim çok tehlikeli oluyor.”
“Limitsiz içkili bir yere gidilmez, ilk bir saatte içilebilecek bütün içkiler bitiyor, saçma sapan şeyler kalıyor.”
“Konsere gidilmez, gereğinden fazla bilet basıyorlar. Değil hoplayıp zıplamak, nefes bile alamıyorsun.”
“ Tatile çıkılmaz, bir hafta sonra gitsen yarı fiyatına gidersin. Ne gereği var şimdi çifte tarife ödemenin.”
“ Ev partisi yapılmaz. Geçen seneki ev partisinden daha iyi olmasının imkanı yok. Şimdi sürekli karşılaştırma yapıp dururuz.”
Bütün alternatifleri bu cümlelerle eliyoruz; ama evde popomuzun üzerinde oturup, DVD izlemeyi de kendimize yediremiyoruz. “Yaşlandık mı noldu ya bize? Yeni yıl coşkusu nerde? Evde oturulur mu hiç öyle televizyonun karşısında? Daha yirmili yaşlardayız!”
Kabul ediyorum, sokaklar ışıklı ışıklı pek bir güzel oldu, yılbaşı kurabiyeleri leziz, facebook ve friendfeed'de dolaşan seksi Noel Baba ve Noel Anneler vücutlarıyla göz gönül açıyor; ama yılbaşı ruhu firar etmiş.
Formalite icabı evde çam ağacı kurayım dedim, ağacın ayağını bulamadım. Sonra aklıma salonunda geçen yılbaşından kalma ağaç duran arkadaşım geldi, toplamaya üşendiği için bütün bir seneyi yılbaşı ağacı ile geçirmişti. “İsabet oldu, bir de ağacı toplamaktan kurtuldum” diye düşündüm kikirdeyerek.
“Kırmızı iç çamaşırı sadece yeni yıla özel bir şey değil, Noel Baba da benim için fazla yaşlı zaten” diyerek kestirip attım.
Benden bütün dişilere - gazetelerin sayfalarını hep büyük göğüslü, yuvarlak kalçalı afet hatunların süslemesine inat- yeni yıl armağanı: Sosyal mecralarda gezinen en çıtır, en yakışıklı Noel Baba:
Yılbaşı için t24'e yazdığım yazı buydu. Sonuna "sosyal mecralarda gezinen en çıtır, en yakışıklı Noel Baba"yı eklemeyi unutmuşlar, ben buradan paylaşıyorum sizinle. Yılbaşında tabii ki evde oturup dvd izlemedik, yılbaşı partisi fotoğrafları yarın!
Nasıl olsa bu sene yılbaşı haftasonu ile birleştiği için yeni yıl kararları almak ve yeni yıl işleri yapmak için bir sürü gün var!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder