23 Nisan 2010

Kadın- erkek ilişkileri tüyoları #2

İlişkiler üzerine çok kafa patlatmış, bu uğurda çok zaman ve enerji harcamış biri olarak ilişki tüyolarına uzun ara sonrasında kaldığım yerden aynen devam ediyorum:

Bir kadını tavlaması gerçekten kolaydır. İki şeker söze, bir süprize, azıcık ilgiye yelkenleri suya indiriveririz. "Bir erkek ne kadar çirkin ne kadar kötü kalpli olursa olsun mutlaka onu sevecek bir kadın vardır." gibisinden bir söz duymuştum bir zamanlar. Valla da doğru! Yeter ki adam tavlayacağım derken boğmasın. Eğlenceli olsun, fazla sıkıp iç baymasın, ihtiyaç duyulan birkaç anda süperkahraman gibi ortaya çıksın. Oldu da bitti. Asıl mesele tavladıktan sonra kadını başkasının tavlamasına engel olmak. Yani elde tutmak. Eğer kadın kendisine güveni olmayan bir kadınsa, sağda solda kendisini gözüne kestirmiş avcılar yoksa korkulacak bir şey yok. Ama ufukta belirmiş bir tanecik avcı varsa bile işiniz zor.

Çünkü kadın sürekli kıyaslar. Kendisine hakim olamaz. Önceki sevgilileriyle de sizi kıyaslar, sizinleyken ona ilgi gösteren diğer adamlarla da sizi kıyaslar. Size bağlanması için ihtiyaç duyduğu sürede "mükemmel" adam olmanız gerekir. İşi gücü bırakıp onun ruhsal dalgalanmalarıyla, kıskançlık ve güvensizlik krizleriyle baş etmeli üstüne bir de bonus olarak ilginizi sürekli belli etmelisinizdir."Kadınlar yalnızca kendilerine yapılanlara değil, yapılmayanlara da sinirlenirler." der Ahmet Altan bir romanında. İletime yazdığım andan itibaren bir sürü hemcinsim bunu beğendiyse ve hatta copy + paste yaptıysa sevgili erkekler bu cümleye bir kulak verin derim. Bize yaptığınız pislikleri düzgün bir özürle hemen affedebiliriz.

Biz sizin asıl yapmadıklarınıza kızarız: Bizi aramamanıza, bizi bilmemnereye çağırmamanıza, bizimle tatil hayali kurmamanıza, bize tutku dolu mesajlar atmamanıza, kavga anında çekip gideceğimiz sırada biraz zor kullanıp kolumuzdan tutup oturtmamanıza, ayrılmak istiyorum diye ayak yaptığımızda karşı çıkmamanıza, kavganın orta yerinde dudaklarımıza yapışmamanıza... Çünkü yaptıklarınız ne kadar yanlış olursa olsun bize sebebini açıkladığınız anda aklımızda her şey berraklaşır. Ama yapmadıklarınız için o kadar çok senaryo üretiriz ki!



Yani siz "Ne oldu yine buna? Durup durduk yerde ne bu tripler!" derken, karşınızdaki hatun kişisinin sıkıntısı da zaten "Bir şeyin -artık o şey her ne ise- olmamasıdır."

Mr. Prozac'ım için dip not: Zaman zaman sana söylemediklerimi iletilerim ve blog yazıları yoluyla sana ulaştırıyor olduğumu inkar etmiyorum. Edemem. Bal gibi de yapıyorum bunu. :) Ama bu sefer gerçekten burada sana hiç bir mesaj yok. Bu konuda Oscar bile hak ettin hatta. İlham kaynağı, kızkıza dedikodumuzda kazana atılan bir başkası, bizim kızlardan birinin +1'i...

1 yorum:

SvGLove dedi ki...

ha ha harika!dedim benimkine hala bir anlam veremedi;niye görünürde yapmasını istediğimiz ama aslında istemediğimiz şeyleri yapmaları gerektiğine:)

Pinterest'im

Instagram'ım