Son zamanlarda izlediğim en güzel film Kanlı Elmas.
Fena bir spoiler olacak ama benim ilk aşkım Titanic'ten bu yana acayip oyunculuğunu ilerletmiş; ama filmin sonunda hatunu kendi başına bırakıp ölmek kaderi aynen devam ediyor.
Şaka bir yana, film çok acıtıyor, ağlatıyor ve şok ediyor.
Ellerinde silah tutan veletler, beyinleri yıkanan çocuklar, kendi halkını acımasızca katleden isyancılar... Bunların tamamı bizim o mücevher sevdamızın nesnesi "elmas"lar uğruna...
Yaz gecesinin rehavetine ve neşesine hiç yakışmasa da güzel film.
Geçtiği yerler ne kadar "cennet" gibiyse, yaşananlar da o kadar "cehennem" gibi.
Elmas aramak için isyancılar tarafından alıkonulan bir adam var. Karısı ve kız çocuğu korunma kampına sığınmış, ama doktor olacağını umut ettiği oğlu, beyni yıkanarak isyancı çetesine dahil edilmiş. Hiç kimsenin görmediği kadar büyük bir pembe elmas bulunca, bütün hayatı değişiyor. Londra'ya elmas kaçakçılığı yapan DiCaprio, tek amacı ailesini tekrar bir araya toplayıp güvenli bir yere sığınmak olan Afrikalı adam ve elmas kaçakçılığını çözmek için o topraklara gelmiş bir gazeteci kadının yolları kesişiyor.
İzlenilesi, durup bir daha düşünülesi...
Hatta filmin üzerine, BM Afrika gönüllüsü olma başvurusu yapılsa yeridir.
2 yorum:
bayagi oldu bu film cikali, 3-4 kere izledim ama her defasinda agladigimi hatirlarim. Harika bi yapim, herkes izlemeli.
çok kanlı filmler seven biri değilim, o yüzden DVD en az bir senedir geziyor evde en az 2 senelik film olsa gerek... Ama gerçekten şimdiye kadar izlemediğime üzüldüm, çok gerçekçi, çok acıtıcı...
Yorum Gönder