02 Temmuz 2009

istanbuL'da turist gibi bir gün

içerikteki mekanlar: 1- Sultanahmet Köftecisi 2- Kapalıçarşı 3-Haliç Köprüsü 4-Balkon 5-Parantez 6-Line'da Sarp



Ben misafir gezdirmeye bayılıyorum. İstanbul'da yerleşik yaşayanlarla birlikte dışarı çıktığımız zaman hep aynı yerlere gidiyoruz, aynı bakış açısına sahip oluyoruz... Ama İstanbul'a bir süreliğine gelmiş olanlarla gezerken normalde gitmediğimiz yerlere de gidiyoruz ve onlar bizim aşina olduğumuz için görmediğimiz ve farkına varmadığımız detayları fark ediyorlar.


Dün sabah okula sınava gitmek için evden çıkarken, sonrasında neler yapacağımızdan emin olamadığım zamanlarda giydiğim her ortama uyan siyah elbisemi giydim ve sigorta hukuku sınavına girmek için Beyazıt'ın yolunu tuttum. Ben sınavdayken misafir ekip de Sultanahmet'te tarihi yerleri gezdi ve benim sınav çıkışımda hepbirlikte Sultanahmet Köfteci'sine gittik. Şu her yerde şube şube türeyen Sultanahmet Köftecisi'nden bahsetmiyorum, Sultanahmet Meydan'ındaki dışı ahşap görünümlü gerçek köfteciden bahsediyorum.


Kırmızı et kesinlikle tüketmeyen bir insanım ben. İki istisnası var: Adana'da yediğim kebaplar ve şurada bahsettiğim Arnavutköy'deki meşhur köfteci Ali Baba. Artık istisnalar 3 oldu. Okulda o kadar çok kez, ne yesek ne yesek diye kıvranıp soluğu her seferinde Taksim'de aldığımız yıllarda neden hiç buraya gelmemişiz ki biz, diye düşündüm köftemi afiyetle yerken... Çok açtık, kokusu bile bizi bizden aldı, fotoğraf yok o yüzden. : )


Ardından Kapalıçarşı'nın yolunu tuttuk. Kapalıçarşı'da gezmekten keyif alıyorum; ama alışveriş kısmı hiç benlik değil. Pazarlık yaparak yorulmak yerine başka yerlerden alışveriş yapmayı tercih ederim.

Çok güzel takılar oluyor; ama takı kaybetme konusunda üstün yetenekli bir insan olduğum için onlara da bulaşmıyorum hiç. Fake ayakkabılar hala çok çok uyduruk; ama çantalar konusunda çok aşama kaydetmişler. Eskiden belli iki markanın taklitleri olurdu, on metre öteden "Ben gerçek değilim" diye çığlık atarlardı. Artık aşmışlar kendilerini, MiuMiu'lar ve Chanel'ler gayet gayet başarılıydı.

Benim Kapalıçarşı favorim "Please don't ask for discount" t-shirtlu satıcı oldu.


Kapalıçarşı'ya Beyazıt'tan girdik ve Eminönü'nden çıktık. Sonra da tramvaya binmek yerine Haliç Köprüsü'nden "Hedefimiz Tüneeel ilerii!" diye diye yürüdük. O sıcakta bile püfür püfür esiyordu, çok güzel, çok keyifliydi. Arada sırada kendi kendime de bu yürüyüşü yapmaya karar verdim.



Direk kendimizi Asmalımescit'teki Balkon'a attık. Buz gibi biralarımızı içerek serinledik. Sonra her zamanki gibi orada kendimizi birimizin terasında muhabbet ediyormuşuz gibi hissedip, bir türlü kalkamadık. Gece yarısı olunca, "Eğlenme zamanı geLdiiii!!" diyerek hesabımızı istedik.


Şimdiye kadar İstanbul'da hiç bir mekanda karşılaşmadığım bir hoşluk yaptılar. Hesabın üzerinde "yolluk" shot fındık vodkalar vardı! =))


Tabii ki bir shot fındık vodka beni kesmedi, hemen bir sokak arkadaki Parantez'e de uğrayıp birer fındık shot daha attık. Bir arkadaşımın fındık vodka ile tanıştıktan sonra, "Yaa işte bu Allah'ın kanıtı! Nimet resmen!" demesi de 'bayaa' iyiydi.


Altı saatlik bira tüketimi üzerine fındık shotlardan sonra aşağıdaki resimlerdeki hale geLdik:

Çarşambaları Taksim klasiği oLan Circus'u dinlemek için Mojo yolları tuttuk. Malesef Circus da tatildeymiş... Line'da Sarp'ı dinledik. Sarp'a karşı özel bir sempatisi olanlardan değilim, o yüzden şimdiye kadar hiç dinlemeye gitmemiştim; ama iyiymiş gerçekten. Cover'ları da şahane, şarkıların sırası da şahane! Love song ardına "söyleee bulduunnn mu aradığın aşkı söyleee" girdi mi zaten, bütün mekan coşmuş oluyor. Ardından bir de Seven Nation Army girdi ohoohoo! 1de çıktı sahneye, 3buçuğa kadar bilmediğim / sevmediğim sadece bir tane parça çaldı.


Dinlenilesi, dinlenip eğlenilesi...
Ayrıca barmenin spesyali taze frambuazlı vodka da biradan sıkılınca pek güzel gidiyor...

Müzik notu: Franz Ferdinand'ın yeni veya benim yeni keşfettiğim parçası... Hastasıyım...Lick your cigarette and kiss me!

2 yorum:

kaan dedi ki...

Tempo'da ne oldu. Sen devam edecek misin?

zillosh dedi ki...

Tempo24, bağımsızlaşıp T24 oluyor, o yüzden mola zamanı simdi...

Pinterest'im

Instagram'ım